• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

living

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 507

LIVING = ['living] adjective
canlı, yaşayan, sağ * eşanlamlı : live, alive, breathing, animate
¤ noun
geçim, yaşayış * eşanlamlı : livelihood, maintenance, support, sustenance, income
İngilizce örnek : He makes a living out of the land.
Türkçe çevirisi : Topraktan geçimini sağlıyor.
İngilizce örnek : After that he earned his living as a gardener.
Türkçe çevirisi : Ondan sonra geçimini bahçıvan olarak sağladı.
İngilizce örnek : Sarah earns a living by selling her paintings.
Türkçe çevirisi : Sarah, tablolarını satarak para kazanıyor (geçimini sağlıyor).
* living room = oturma odası

1: 0 ms