lesson
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 3454ana kullanım 1
LESSON = ['lesın] noun
1 ders * eşanlamlı : homework, exercise, drill, practice; class, lecture, seminar, teaching
İngilizce örnek : She is taking violin lessons.
Türkçe çevirisi : Keman dersleri alıyor.
İngilizce örnek : He gives maths lessons.
Türkçe çevirisi : Matematik dersleri veriyor.
İngilizce örnek : I am trying to make my English lessons more interesting.
Türkçe çevirisi : İngilizce derslerimi daha ilginç yapmaya çalışıyorum.
2 ibret * eşanlamlı : example, model, warning
İngilizce örnek : There is a lesson for everybody in this sad accident.
Türkçe çevirisi : Bu acıklı kazadan herkes için (alınacak) bir ibret vardır.
İngilizce örnek : We learnt important lessons from this earthquake.
Türkçe çevirisi : Bu depremden önemli dersler öğrendik.
