Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3038KIZARMAK = (kızarmak nedir; kızarmak ne demek; kızarmak İngilizcesi) 1. Kırmızı veya ona yakın bir renk almak: «Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi.» -P. Safa. 2. Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak: «Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu» -F. N. Çamlıbel. 3. Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak: «Ben utancımdan kulaklarıma kadar kızardım.» -F. R. Atay. 4. Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek: «Sofrada tarhana çorbası, kızarmış tavuk, bulgur pilavı vardı.» -Y. Kemal.
kızarmak = hamrâlanmak [Türkçe - Osmanlıca]