• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

kırmak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1338

ana kullanım

fiil / verb

KIRMAK = (kırmak nedir; kırmak ne demek; kırmak İngilizcesi) 1. Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak: Taşları kırmak. Bardağı kırmak. 2. İri parçalara ayırmak. 3. (nsz) Belirli bir biçimde katlamak: Forma kırmak. 4. Öldürmek, yok olmasına neden olmak: Bu yıl soğuk hayvanları kırdı. 5. Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek: «Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu.» -H. Taner. 6. Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek: «Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz.» -M. Kaplan. 7. Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak. 8. Vücut kemiklerinden birini parçalamak: «Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!» -O. C. Kaygılı. 9. Tahılı iri ve kaba öğütmek. 10. (-e) Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek: «Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun.» -B. Felek. 11. mec. Yok etmek: «Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım» -E. B. Koryürek. 12. mec. Gücünü, etkisini azaltmak: «Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış.» -B. Felek. 13. argo Kaçmak, uzaklaşmak. 14. (nsz) tic. Değerinden düşük fiyata almak: Bono kırmak. Çek kırmak.

KIRMAK = (kırmak nedir; kırmak ne demek; kırmak İngilizcesi) İskambil oyununda koz kırmak.

KIRMAK = (kırmak nedir; kırmak ne demek; kırmak İngilizcesi) Sıvışmak, uzaklaşmak : Kirişi kırmak.

1: 0 ms