• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

kıran

Türkçe - İngilizce

isim / noun

sıfat / adjective

kıran = afet [öz Türkçe - eski terim]

kıran = iki gezegenin aynı burçta birbirine yaklaşması [Osmanlıca - Türkçe]

kıran = yakınlaşma [Osmanlıca - Türkçe]

kıran = şiken [Türkçe - Osmanlıca]

KIRAN
1. hekimlik
Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet.
2. fiziksel coğrafya
a) Çevre, kıyı, kenar, uç.
b) Dağ sırtı, tepe, yamaç, bayır.
c) Dağ tepesindeki ağaçsız, çıplak düzlük.
d) Dağlardan denizlere doğru esen yel.
e) Dağın sırtından geçen yol.
f) Dağ eteği.
g) Kıraç toprak.
h) Sazlık.
ı). Büyük kaya.
i) Suyun buz tutmuş durumu, don.
3. İki tarla arasındaki sınır.
4. Ufuk.
5. Çevre, yakın yerler.
6. Tırpan.
7. Çoluk çocuk.
8. Taş yontmaya yarayan bir yanı sivri, öbür yanı keskin keser.
9. Aşınan değirmen taşlarına sivri uçlu demir araçla açılan küçük çukurlar.
10. sıfat
Kırma işini yapan

1: 0 ms