Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 5243KIMILDAMAK = Yerinde hafifçe hareketlenmek: Çekiyorum, kımıldama. / Rüzgâr yok, yaprak bile kımıldamıyor. / Kuş, bir süre kımıldamadan duvarın üzerinde durdu. / Timsah kıyıda kımıldamadan duruyor, avını bekmiyor. / Ağacın altında kımıldamadan dur, fotoğrafını çekeceğim. / Şezlonga uzandı ve hiç kımıldamadan güneşlendi. / Röntgen filminiz çekilirken kımıldamamanız gerek.