• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

köprü

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 1240

ad / noun 03 – nautical

ad / noun 04 – dentistry

ad / noun 05 – wretsling

ad / noun 06 – medical

ad / noun 07 – gymnastics

ad / noun 08 – neuroanatomy

ad / noun 11 – sports

ad / noun 12

ad / noun 13

ad / noun 14

ad / noun 15

isim / noun

isim / noun – anatomy

isim / noun – gymnastics

nöroanatomi / neuroanatomy

KÖPRÜ
(yapı) Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı.
(yapı) Akarsu, vadi, diğer bir yol, demiryolu vb. yerlerde geçişi sağlamak üzere yapılan, gözlerinden her hangi birinin mesnet eksenleri arasındaki açıklığı, köprü ekseni boyunca on metreden büyük olan yapı. Kemer köprülerde açıklık ölçüsü için özengi yüzeyinin en alçak düzeyindeki dik serbest açıklık esas alınır.
(güreş) Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum, güreşçi köprüsü.
(güreş) Omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum.
(jimnatsik) Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durumu.
(jimnastik) Vücudun, sırt yere dönük olarak el-taban, baş-taban ya da el-diz, baş-diz dayanak yüzeyleri arasında yay biçimi dayalı bulunduğu durum.
(dişçilik) Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi.
Ağaçtan ağaca geçmekte kullanılan merdiven.
(tekstil) Dokuma aygıtında çözgü ipliklerinin geçtiği tahta ya da demir araç.
(denizcilik) Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri.
(tiyatro) Sahne üstünde geçit.
(teknik) Tellerin gövde üzerinde durmasını sağlayan metal parça.
(televizyon) Verici bir yayaçla ortak bir besleme kablosu ve dalgalıktan yararlanan resim ve ses vericilerinin çıkışlarının bağlandığı aygıt.
(televizyon) Alıcı dalgalıklarda iki dalgalığı ortak bir iniş kablosuna bağlayan aygıt.
(televizyon) Ortak dalgalıklarda bu dalgalığın çıkışını değişik almaçların girişlerine dağıtan aygıt.
(mecaz) İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) Akarsu, vadi, diğer bir yol, demiryolu vb. yerlerde geçişi sağlamak üzere yapılan, gözlerinden her hangi birinin mesnet eksenleri arasındaki açıklığı, köprü ekseni boyunca on metreden büyük olan yapı. Kemer köprülerde açıklık ölçüsü için özengi yüzeyinin en alçak düzeyindeki dik serbest açıklık esas alınır.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) 1. Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı: «Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı.» -O. S. Orhon. 2. mec. İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey: «Annesinin yalnız onunla değil, hiç kimseyle bir köprüsü yoktu.» -M. Mungan. 3. den. Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri. 4. sp. Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum, güreşçi köprüsü. 5. sp. Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durumu. 6. tıp Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) Ağaçtan ağaca geçmekte kullanılan merdiven.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) Dokuma aygıtında çözgü ipliklerinin geçtiği tahta ya da demir araç.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) Omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) Sahne üstünde geçit, köprü.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) Tellerin gövde üzerinde durmasını sağlayan metal parça.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) TV. 1. Verici bir yayaçla ortak bir besleme kablosu ve dalgalıktan yararlanan resim ve ses vericilerinin çıkışlarının bağlandığı aygıt. 2. Alıcı dalgalıklarda iki dalgalığı ortak bir iniş kablosuna bağlayan aygıt. 3. Ortak dalgalıklarda bu dalgalığın çıkışını değişik almaçların girişlerine dağıtan aygıt.

KÖPRÜ = (köprü nedir; köprü ne demek; köprü İngilizcesi) Vücudun, sırt yere dönük olarak el-taban, baş-taban ya da el-diz, baş-diz dayanak yüzeyleri arasında yay biçimi dayalı bulunduğu durum.

köprü = bridge [öz Türkçe - eski terim]

köprü = istmus [öz Türkçe - eski terim]

köprü = pons [öz Türkçe - eski terim]

köprü = cisr [Türkçe - Osmanlıca]

KÖPRÜ = Akarsu yatakları üzerinde geçişi sağlamak üzere inşa edilen; gözlerinden herhangi birinin mesnet eksenleri arasındaki açıklığı, köprü ekseni boyunca on metre ve daha büyük olan yapıları (Kemer köprülerde açıklık ölçüsü için kemer sathının en alçak seviyesindeki dik serbest açıklık esas alınır.)

1: 0 ms