Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4180 KOVALAMAK
1. Kaçanın arkasından koşmak, yakalamaya çalışmak:
Köpek, kediyi kovalıyor.
Esnaf, ellerinde sopayla hırsızı kovalamaya başladı.
2. Bir şeyin arkasına düşüp elde etmeye veya bir sonuca bağlamaya çalışmak, izlemek, takip etmek:
Şu anda işsizim, ama iyi bir iş kovalıyorum.
3. (spor) Yarışta, kaçmakta olan koşucu veya koşucuları yakalamaya çalışmak.
İki numaları Albatur'u, 9 numaralı Esmerim kovalıyor.