• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

kesmek

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 541

ana kullanım

eylem / verb – (tree etc)

eylem / verb – electricity

eylem / verb – rare

fiil / verb

hekimlik

hekimlik / medical

konuşma dili

ormancılık

parçalı eylem / phrasal verb

tarım

ticaret

yeme içme

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) 1. Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak: İpi kesmek. 2. Dibinden ayırmak: Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3. Düzgün parçalara ayırmak: Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4. Kesici bir araçla yaralamak: «Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?» -R. N. Güntekin. 5. (nsz) Ucunu almak: Saç kesmek. Tırnak kesmek. 6. (nsz) Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak: Koyun kesmek. Tavuk kesmek. 7. Son vermek, gidermek: Bu ilaç baş ağrısını keser. 8. Ara vermek: «Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler.» -M. Ş. Esendal. 9. Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek: Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler. 10. Akımı durdurmak: «Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş.» -S. F. Abasıyanık. 11. Belirtmek, kararlaştırmak: Gününü daha kesmedik. 12. (-den, nsz) Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek: Ücretinden beş lira kesmişler. 13. Para basmak. 14. Azaltmak, güçleştirmek: Rüzgâr geminin yolunu kesiyor. 15. İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak. 16. Geçişi önlemek: Yolu kesmek. 17. (nsz) Susmak: Kes artık yeter! 18. Hasta organı ameliyatla almak. 19. Bölmek, ayırmak: Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri. 20. Yazıyı, filmi kısaltmak. 21. (nsz) argo Uydurmak, yalan söylemek. 22. Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak: Rüzgâr yüzümü kesiyor. 23. mec. Birini yermek, kötülemek: «Hiç değil beni kesmeden edemez o.» -O. Kemal. 24. mec. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak. 25. mec. Vahşice öldürmek. 26. sp. Oyuncuyu takım kadrosuna almamak.

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) 1. Birisini yermek, kötülemek. 2. Palavra atmak, abartmak.

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) Bir şeyin özelliği değişmek : Buğday kesti çavdarlaştı.

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) Birisinin yanağını okşamak.

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) Çocuğu memeden ayırmak.

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) Öykünmek.

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) Pazarlık etmek, değer biçmek.

KESMEK = (kesmek nedir; kesmek ne demek; kesmek İngilizcesi) Taklit etmek, alaya almak.

kesmek = katetmek [öz Türkçe - eski terim]

kesmek = zebh etmek [Türkçe - Osmanlıca]

1: 0 ms