Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1628KAVUŞMAK = (kavuşmak nedir; kavuşmak ne demek; kavuşmak İngilizcesi) 1. Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek: «Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık.» -F. R. Atay. 2. Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek: «Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu.» -R. E. Ünaydın. 3. Katılmak: «Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar.» -Y. K. Beyatlı. 4. (nsz) Bir araya gelmek, birleşmek: Ceketin önü kavuşmuyor. 5. (nsz) Güneş batmak. 6. Varmak, ulaşmak.
kavuşmak = vasıl olmak [öz Türkçe - eski terim]
kavuşmak = iltisak etmek [Türkçe - Osmanlıca]
kavuşmak = nail olmak [Türkçe - Osmanlıca]
kavuşmak = vâsıl olmak [Türkçe - Osmanlıca]