Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 19207KAVRUK = (kavruk nedir; kavruk ne demek; kavruk İngilizcesi) 1. Bir kaç yıl önce kesilerek içi çürümüş, boşalmış ağaç. 2. Eğri büğrü tahta.
KAVRUK = (kavruk nedir; kavruk ne demek; kavruk İngilizcesi) 1. Dertli, acı çeken. 2. Âşık, sevdalı.
KAVRUK = (kavruk nedir; kavruk ne demek; kavruk İngilizcesi) 1. Kavrulmuş olan. 2. Kurumaya yüz tutmuş: «Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir.» -R. H. Karay. 3. mec. Zayıf: «İşe yaramaz, cansız bir merkebimiz vardı. Sütsüz ve kavruk bir de dişi devemiz.» -N. F. Kısakürek. 4. mec. Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememiş olan: «Kalem gibi baldırlı, kavruk çocuklara para verdim.» -S. F. Abasıyanık.
KAVRUK = (kavruk nedir; kavruk ne demek; kavruk İngilizcesi) 1. Patlamış mısır. 2. bk. kavut (I)-1. 3. Nişastası az olan buğday.
KAVRUK = (kavruk nedir; kavruk ne demek; kavruk İngilizcesi) Kahve tavası.
KAVRUK = (kavruk nedir; kavruk ne demek; kavruk İngilizcesi) Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununun şeker ya da tatlı yemişle karışımı, helva.
KAVRUK = (kavruk nedir; kavruk ne demek; kavruk İngilizcesi) Kurumuş.