Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1265KAPALI = (kapalı nedir; kapalı ne demek; kapalı İngilizcesi) 1. Kapanmış olan, açılmamış, açık karşıtı: «Şimdi oğlunu kanlı göğsü, kapalı gözleri, mor dudaklarıyla görür gibi oluyordu.» -N. Hikmet. 2. Geçilmez durumda olan. 3. Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri). 4. Başı örtülü (kadın). 5. Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem. 6. Gizli, saklı: Meclisler, iç tüzük hükümlerine uygun olarak kapalı oturumlar yapabilir. 7. Açık olmayan (giyecek): «Damalı bir eteklik, açık mavi, kapalı bir yün kazak giymişti.» -N. Cumalı. 8. Bulutlu, karanlık (hava): «Ankara'nın soğuk, kapalı havalı günlerinden biriydi.» -Y. K. Karaosmanoğlu. 9. mec. İçe dönük yaradılışta olan: «Ateşoğlu ile yirmi yıldır denizde yoldaşlık ederim. Ben böyle kapalı adama hiç rastlamadım.» -Halikarnas Balıkçısı. 10. mec. Dış çevreyle ilişki içerisinde olmayan: «Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim.» -A. Ağaoğlu.
kapalı = atrezik [öz Türkçe - eski terim]
kapalı = oklüde [öz Türkçe - eski terim]
kapalı = okült [öz Türkçe - eski terim]
kapalı = beste [Türkçe - Osmanlıca]
kapalı = mesdûd [Türkçe - Osmanlıca]
kapalı = mestûr [Türkçe - Osmanlıca]
kapalı = pûşîde [Türkçe - Osmanlıca]