Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4465isabet = çarpma [eski terim - öz Türkçe]
isabet = dokunma [eski terim - öz Türkçe]
isabet = düşgelme [eski terim - öz Türkçe]
isabet = düşme [eski terim - öz Türkçe]
isabet = vurma [eski terim - öz Türkçe]
isabet = yanılmazlık [eski terim - öz Türkçe]
isabet = yerindelik [eski terim - öz Türkçe]
İSABET = (isabet nedir; isabet ne demek; isabet İngilizcesi) 1. Hedefe varma, hedefi vurma: Bir kurşun isabetiyle öldü. 2. Piyango vb. şans oyunlarında, kazanma, çıkma, vurma. 3. Öneri, düşünce veya söz, yerinde olma: Bu sözünde isabet var. 4. Yanılmazlık. 5. Güzel rastlantı: Bize uğramanız isabet, biz de sizi arıyorduk. 6. ünl. «Çok güzel, iyi oldu» anlamlarında kullanılan bir seslenme sözü.