İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 306 INTEREST = ['intrist] noun
1 ilgi, merak * eşanlamlı : curiosity, concern, attention * karşıtanlamlı : disinterest, indifference
İngilizce örnek : He took little interest in educating his children.
Türkçe çevirisi : Çocuklarını eğitmekle çok az ilgilendi.
İngilizce örnek : I took an interest in aikido.
Türkçe çevirisi : Aikidoya merak sardım.
İngilizce örnek : They have many interests in common.
Türkçe çevirisi : Çok ortak ilgi alanları var.
2 yarar, çıkar * eşanlamlı : benefit, advantage, profit, gain
3 faiz * eşanlamlı : percentage, dividend
İngilizce örnek : You don't usually earn interest from banks on a current account.
Türkçe çevirisi : Cari hesapla bankalardan genellikle faiz kazanmazsınız.
¤ verb
ilgilendirmek, ilgisini çekmek * eşanlamlı : engage, captivate, attract, fascinate
İngilizce örnek : Your offer interests me; I will think it over.
Türkçe çevirisi : Teklifin beni ilgilendiriyor, onu enikonu düşüneceğim.
İngilizce örnek : Does playing computer games interest you?
Türkçe çevirisi : Bilgisayar oyunları oynamak seni ilgilendiriyor mu?
INTEREST = (finance) The cost of borrowing money, typically expressed as a percentage of the principal amount borrowed.