Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 284inanmak = emin olmak [öz Türkçe - eski terim]
inanmak = itimat etmek [öz Türkçe - eski terim]
İNANMAK = (inanmak nedir; inanmak ne demek; inanmak İngilizcesi) 1. Bir şeyi doğru olarak benimsemek: «Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez.» -N. Ataç. 2. Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek: Ben size inanırım. 3. Bir şeyin varlığını, doğruluğunu kabul etmek: «Bu başın bir kadına değil, bir hamala ait olduğuna inanmak zor değildi.» -P. Safa. 4. Sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek: Tanrı'ya inanmak. 5. Kanarak aldanmak: Her reklama inanmayın. 6. İman etmek.
inanmak = iman etmek [Türkçe - Osmanlıca]
inanmak = itikâd etmek [Türkçe - Osmanlıca]