• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

import

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 3859

IMPORT = [im'po: t] verb
ithal etmek, getirtmek * eşanlamlı : bring in, buy abroad * karşıtanlamlı : export
İngilizce örnek : Our company imports rubber from Maleysia.
Türkçe çevirisi : Şirketimiz Malezya’dan kauçuk ithal ediyor.
İngilizce örnek : This company imports raw materials and exports finished products.
Türkçe çevirisi : Şirket hammadde ithal edip mamul ürün ihraç ediyor.
İngilizce örnek : We can't import goods of that kind due to the heavy customs duties.
Türkçe çevirisi : Ağır gümrük vergileri yüzünden o tür malları ithal edemeyiz.
¤ noun
1 ithal, dışalım
İngilizce örnek : Is there a ban on pork imports in Turkey?
Türkçe çevirisi : Türkiye’de domuz eti ithaline yasak var mı?
2 ithal malı
İngilizce örnek : We will boycott all imports from that country.
Türkçe çevirisi : O ülkeden gelen bütün ithal mallarını boykot edeceğiz.
İngilizce örnek : We can’t compete with cheap imports from China.
Türkçe çevirisi : Çin’den gelen ucuz ithal malları ile rekabet edemeyiz.

IMPORT = (import nedir; import Türkçesi) Dış ticaret işlemleri kapsamında bir ülkenin diğer ülkeden eşya ve hizmet satınalması.

IMPORT = (import nedir; import Türkçesi) İthalat, dışalım. Yabancı bir ülkede üretilmiş ürünün ülke gümrük sınırları içine satılmak üzere alınması.

1: 0 ms