Türkçe - İngilizce
ilinti = aidiyet [öz Türkçe - eski terim]
ilinti = alaka [öz Türkçe - eski terim]
ilinti = bağlantı [öz Türkçe - eski terim]
ilinti = mensubiyet [öz Türkçe - eski terim]
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) 1. İç sıkıntısı. 2. İşkil, kuruntu, kaygı. 3. Az ilgi. 4. Sevgi, aşk.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) 1. İki şey arasında ilgi, ilişki. 2. hlk. İnsanlar arasındaki bağ: «Cemal Sahir'le aktör-seyirci ilişkisinin dışında bir ailevi ilintimiz de oldu.» -H. Taner. 3. hlk. İç sıkıntısı. 4. hlk. Seyrek dikiş, teyel.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Açgözlü: Şu Ali ne ilinti çocuk.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Az sıcak, ılık.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Bağlantı, ilişki.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Bir simge ya da anlatımın dile getirdiği nesne ya da kavram.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Çok az, sızıntı şeklinde akan su.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Gördüğü şeyi arsızca isteyen, asalak yaşayan (kimse).
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) İki değişken arasında karşılıklı nicel bağlantı.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Rüşvet: O memur çok ilintici idi.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Seyrek dikiş, teğel.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Teğel, ilme.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Uzbilimsel varlıklar ya da nicelikler arasında kurulan eşitlik ya da kural.
İLİNTİ = (ilinti nedir; ilinti ne demek; ilinti İngilizcesi) Zayıf arıların balını yemek için saldıran yabancı arı: Kovana ilinti düştü.