Türkçe - İngilizce
ilahi = kudaysal [eski terim - öz Türkçe]
ilahi = tanrısal [eski terim - öz Türkçe]
ilahi = Tanrısal [eski terim - öz Türkçe]
ilahi = umaysal [eski terim - öz Türkçe]
İLAHİ = (ilahi nedir; ilahi ne demek; ilahi İngilizcesi) «Bu ne hâl, ne tuhaf» gibi şaşma, sitem bildiren bir söz: «İlahi Eda abla! Güzele bakmanın sevap olduğunu bilmez misin sen?» - = N. Cumalı.
İLAHİ = (ilahi nedir; ilahi ne demek; ilahi İngilizcesi) 1. din b. Tanrı ile ilgili olan, Tanrı'ya özgü olan, tanrısal, lahuti: «Bakınız ki yalnız Allah'tan olan ve ilahî olan ümidiniz ölmesin!» - R. E. Ünaydın. 2. mec. Çok güzel, mükemmel: «Minarecilikte biz gerçekten ilahî bir hüner göstermişizdir.» - R. H. Karay.
İLAHİ = (ilahi nedir; ilahi ne demek; ilahi İngilizcesi) Ey Allah'ım: «Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli / Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli» - = M. A. Ersoy.
İLAHİ = (ilahi nedir; ilahi ne demek; ilahi İngilizcesi) Tanrıyı övmek üzere ezgi ile söylenen koşuk. (Bu ilâhilere Mevleviler Ayin, Bektaşiler Nefes, Gülşenîler Tapuğ, Halvetîler Durak, başka tarikat ehli Cümhur derlerdi).
ilahi = gülbang [Türkçe - Osmanlıca]