if
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 43ana kullanım
IF = [if] conjunction
1 eğer, ise
İngilizce örnek : I'll borrow her umbrella if it rains.
Türkçe çevirisi : Yağmur yağarsa onun şemsiyesini ödünç alırım.
İngilizce örnek : If you don't hurry up, you will miss your train.
Türkçe çevirisi : Acele etmezsen trenini kaçıracaksın.
İngilizce örnek : If I see him I'll give him the message.
Türkçe çevirisi : Onun görürsem ona mesajı vereceğim.
İngilizce örnek : If I knew, I'd tell you.
Türkçe çevirisi : Bilsem söylerdim.
İngilizce örnek : If she had time, she could help me.
Türkçe çevirisi : Vakti olsa bana yardım ederdi.
İngilizce örnek : What would you do if you were me?
Türkçe çevirisi : Benim yerimde olsan ne yapardın?
İngilizce örnek : If I'd studied hard, I would have passed the exam.
Türkçe çevirisi : Çok sıkı çalışmış olsaydım sınavı geçerdim.
İngilizce örnek : If she hadn't been ill, she would have gone to the course.
Türkçe çevirisi : Hasta olmamış olsaydı kursa gidecekti.
İngilizce örnek : If I had known that you needed this book, I would have taken it with me.
Türkçe çevirisi : Bu kitaba ihtiyacın olduğunu bilseydim onu yanımda getirirdim.
2 olup olmadığı, yapıp yapmadığı
İngilizce örnek : Do you happen to know if the Paris flight has been delayed?
Türkçe çevirisi : Paris uçak seferinin gecikip gecikmediğini biliyor musunuz acaba?
* if I were you = senin yerinde olsam
İngilizce örnek : I wouldn't trust them if I were you.
Türkçe çevirisi : Senin yerinde olsam onlara güvenmezdim.
* if only = keşke
İngilizce örnek : If only I had more time to think about it.
Türkçe çevirisi : Keşke onu düşünmek için daha fazla vaktim olsa.
İngilizce örnek : If only she would reply to my letter.
Türkçe çevirisi : Keşke mektubuma cevap verse.
İngilizce örnek : If only he had taken my advice years ago!
Türkçe çevirisi : Keşke yıllar önce tavsiyemi dinlemiş olsaydı!
İngilizce örnek : If only you'd told me you had a spare ticket for the match.
Türkçe çevirisi : Keşke bana maç için fazla biletin olduğunu söyleseydin.
* as if = sanki
İngilizce örnek : He looks tired as if he hadn't rested for a long time.
Türkçe çevirisi : Uzun süredir dinlenmemiş gibi yorgun görünüyor.
* even if = ise bile
İngilizce örnek : I wouldn't go to dinner with you even if you paid for it.
Türkçe çevirisi : Parasını sen versen bile seninle yemeğe çıkmam.
