• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

idle

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 6152

hekimlik

IDLE = ['aydıl] adjective
1 işsiz, aylak; boşta * eşanlamlı : unemployed, unoccupied, jobless, vacant * karşıtanlamlı : active, busy, occupied
İngilizce örnek : The machine is running idle.
Türkçe çevirisi : Makine boşta çalışıyor.
İngilizce örnek : I have been idle for all day long because of the power cut.
Türkçe çevirisi : Elektrik kesintisi yüzünden bütün gündür boştaydım.
2 tembel * eşanlamlı : lazy, indolent, sluggish, inert * karşıtanlamlı : busy
İngilizce örnek : He is an idle student.
Türkçe çevirisi : O tembel bir öğrenci.
3 yararsız, sonuçsuz, boş * eşanlamlı : vain, futile, useless, abortive, fruitless, ineffectual * karşıtanlamlı : fruitful
İngilizce örnek : I have no time for idle gossip.
Türkçe çevirisi : Boş dedikodular için hiç vaktim yok.
İngilizce örnek : Stop the idle chatter and get back to work.
Türkçe çevirisi : Boş konuşmayı bırak da işine koyul.

1: 0 ms