• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

hurt

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 3299

ana kullanım

madencilik

HURT = [hö: t] verb
1 acıtmak, incitmek * eşanlamlı : harm, injure, damage, impair, wound
İngilizce örnek : I hurt my ankle playing football yesterday.
Türkçe çevirisi : Dün top oynarken bileğimi incittim.
İngilizce örnek : She hurt herself with the knife.
Türkçe çevirisi : Bıçakla kendini yaraladı.
2 acımak, incinmek * eşanlamlı : harm, impair, injure, pain
İngilizce örnek : My feet hurt after all that running.
Türkçe çevirisi : O kadar koştuktan sonra ayaklarım acıyor.
İngilizce örnek : My wrist hurts awfully.
Türkçe çevirisi : Bileğim çok fena acıyor.
İngilizce örnek : My injured arm hurts badly.
Türkçe çevirisi : Yaralı kolum çok fena acıyor.
3 kalbini kırmak, üzmek, incitmek * eşanlamlı : distress, afflict, grieve, upset, offend
İngilizce örnek : I don't want to hurt his feelings.
Türkçe çevirisi : Onun duygularını incitmek istemiyorum.
İngilizce örnek : It deeply hurts me to see my daughter in pain.
Türkçe çevirisi : Kızımı acı çeker durumda görmek beni derinden üzüyor.
4 ağrımak * eşanlamlı : pain
İngilizce örnek : My tooth hurts.
Türkçe çevirisi : Dişim ağrıyor.

1: 0 ms