Türkçe - İngilizce
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 4939 HORIZON = [hı'rayzın] noun
ufuk, çevren
İngilizce örnek : A full moon appeared on the horizon.
Türkçe çevirisi : Ufukta bir dolunay belirdi.
İngilizce örnek : Suddenly we saw a ship appear on the horizon.
Türkçe çevirisi : Birden ufukta bir gemi belirdiğini gördük.
İngilizce örnek : The ship disappeared beyond the horizon.
Türkçe çevirisi : Gemi ufukta kayboldu.
İngilizce örnek : The sun sank below the horizon.
Türkçe çevirisi : Güneş ufuk çizgisinin altına battı.
HORIZON = (horizon nedir; horizon Türkçesi) Yeryüzünde, gözlem ve ölçümlerde verilen bir yere göre referans olarak alınan birkaç işaretten biri veya coğrafi anlamda yeryüzü ile gökyüzünün birleşmiş gibi göründüğü çizgi. Coğrafi anlamdaki ufuk meteorolojik gözlemlerde kullanılır. Yerel olarak ufuk çizgileri gözlemciye çok uzak olabildiği gibi, dağ veya tepe gibi engellerle kısıtlanabileceğinden oldukça yakın da olabilir. Özellikle bulut miktarı ve gökyüzünün kapalılığı konularında yapılan gözlemlerde ufuk çizgisi önem taşır.