• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

haşlamak

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 5351

eylem / verb

fiil / verb

konuşma dili

HAŞLAMAK = (haşlamak nedir; haşlamak ne demek; haşlamak İngilizcesi) 1. Bir şeyi kaynar suya daldırmak: «Ben makarnaları haşlarken o da evdeki kısıtlı malzemeyle kekikli domatesli bir sos hazırlamaya koyuldu.» -E. Şafak. 2. (-i) Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek. 3. Suda kaynatarak pişirmek: «Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze.» -H. E. Adıvar. 4. (-i) Kaynar sıvı bir şeyi yakmak: Kaynar su ayağımı haşladı. 5. (-i) Don, kırağı için bitkilere zarar vermek. 6. (-i) Dalamak: Böcek çocuğun bacağını haşlamış. 7. (-i) Sızı vermek, acı vermek: «Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi.» -P. Safa. 8. mec. Sertçe paylamak, azarlamak: «Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar.» -S. F. Abasıyanık.

1: 0 ms