Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 3370HAZ = (haz nedir; haz ne demek; haz İngilizcesi) 1. Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk: «Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti.» - H. Çelebi. 2. fel. Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma. 3. müz. Ezgi. 4. ruh b. Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku: «Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı.» - Ş. Hisar.
HAZ = (haz nedir; haz ne demek; haz İngilizcesi) 1. Ödünç alınan sütlerin kaşık sapı ile ölçülüp işaretlenmiş yeri. 2. Süt ölçeği olarak kullanılan üzüm çubuğu.
HAZ = (haz nedir; haz ne demek; haz İngilizcesi) Borç, ödünç.
HAZ = (haz nedir; haz ne demek; haz İngilizcesi) Gül ve ağaç yapraklarına dadanan bit, böcek.
HAZ = (haz nedir; haz ne demek; haz İngilizcesi) İştah.
haz = hazz [Türkçe - Osmanlıca]