Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1074hayal = düş [eski terim - öz Türkçe]
hayal = düşlem [eski terim - öz Türkçe]
hayal = görsü [eski terim - öz Türkçe]
hayal = görüntü [eski terim - öz Türkçe]
hayal = imge [eski terim - öz Türkçe]
hayal = sanı [eski terim - öz Türkçe]
hayal = sanrı [eski terim - öz Türkçe]
hayal = heyula [öz Türkçe - eski terim]
hayal = hilkat [öz Türkçe - eski terim]
hayal = ütopya [öz Türkçe - eski terim]
HAYAL = (hayal nedir; hayal ne demek; hayal İngilizcesi) 1. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya: «Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi.» - F. R. Atay. 2. Belli belirsiz görülen şey, gölge. 3. fiz. Görüntü: İnsanın aynadaki hayali. 4. ruh b. İmge. 5. esk. Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun: «Hayal yani Karagöz oynatan bir sanatkârmış.» - Ş. Hisar.
hayal = hayâl [Türkçe - Osmanlıca]
hayal = hulyâ [Türkçe - Osmanlıca]