• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

harbour

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 7042

ad / noun 1

eylem / verb 5 – nautical

HARBOUR = ['ha: bı] noun
liman * eşanlamlı : port, haven
İngilizce örnek : The ship is in the harbour.
Türkçe çevirisi : Gemi limanda.
İngilizce örnek : Light buoys show the harbour's entrance at night.
Türkçe çevirisi : Fener şamandıraları geceleyin limanın girişini gösterir.
İngilizce örnek : The ship left the harbour and is now out at sea.
Türkçe çevirisi : Gemi limanı terk etti ve şimdi denizde açıkta.
¤ verb
1 (kötü bir duygu/düşünce) beslemek * eşanlamlı : bear
İngilizce örnek : She harbour hatred against her ex-husband.
Türkçe çevirisi : Eski kocasına karşı kin besliyor.
2 yataklık etmek, barındırmak
İngilizce örnek : He was accused of harbouring the runaway criminal for a fortnight.
Türkçe çevirisi : Kaçak suçluya iki hafta yataklık etmekle suçlandı.

1: 0 ms