Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4703harap = yıkık [eski terim - öz Türkçe]
harap = yıkkın [eski terim - öz Türkçe]
HARAP = (harap nedir; harap ne demek; harap İngilizcesi) 1. Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran: «Duvarları yıkılmış, çatıları yanmış, harap bir köyün hizasına gelince yaver atından atladı.» - Ö. Seyfettin. 2. esk. Çok sarhoş. 3. mec. Bitkin, yorgun, perişan: «Kiraz yemekten insanlar harap, perişan olurdu.» - R. H. Karay.
HARAP = (harap nedir; harap ne demek; harap İngilizcesi) Meyve isimlerinin önüne getirildiğinde (yabanî) ya da (ufak) anlamını verir: Harap üzüm ══ ufak üzüm, civek üzümü. Harap dut ══ yaban dutu, köpek dutu, kuş dutu.
HARAP = (harap nedir; harap ne demek; harap İngilizcesi) Meyve vermeyen ağaç ya da üzüm vermeyen çubuk.
harap = harâb [Türkçe - Osmanlıca]