• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

hand

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 207

hayvanbilim

teknik

tekstil

HAND = [hend] noun
1 el * eşanlamlı : palm, fist * karşıtanlamlı : foot
İngilizce örnek : Wash your hands before meals.
Türkçe çevirisi : Yemeklerden önce ellerini yıka.
İngilizce örnek : Put your hands on your head.
Türkçe çevirisi : Ellerini başının üstüne koy.
İngilizce örnek : Her hands were blue with cold.
Türkçe çevirisi : Soğuktan elleri mosmor olmuştu.
İngilizce örnek : Can you write with your left hand?
Türkçe çevirisi : Sol elinle yazabilir misin?
İngilizce örnek : If you have any questions, please raise your hand.
Türkçe çevirisi : Herhangi bir sorunuz olursa lütfen elinizi kaldırın.
2 akrep, ibre
3 yardım * eşanlamlı : help, aid, assistance
İngilizce örnek : Can you give me a hand carrying this table?
Türkçe çevirisi : Bu masayı taşımama yardım eder misiniz?
4 yardımcı, işçi * eşanlamlı : helper, assistant, labourer, worker, employee
5 işe karışma
İngilizce örnek : Police suspect that the bank manager had a hand in the robbery.
Türkçe çevirisi : Polis, banka müdürünün soygunda bir parmağı olduğundan kuşkulanıyor.
6 kontrol
7 alkış * eşanlamlı : clap, round of applause
¤ verb
(elden ele) vermek, uzatmak * eşanlamlı : give, deliver, transmit, pass
İngilizce örnek : Hand me that electric torch, please.
Türkçe çevirisi : Şu el fenerini bana uzatıver lütfen.
İngilizce örnek : He made some coffee and handed a cup to me.
Türkçe çevirisi : Biraz kahve yaptı ve bana bir fincan verdi.
* at hand = yakın * eşanlamlı : soon
İngilizce örnek : You had better start studying. The examinations are at hand.
Türkçe çevirisi : Çalışmaya başlasan iyi olur. Sınavlar yakın (yaklaşıyor).
2 yanında, hazır * eşanlamlı : on hand, available, ready, accessible
İngilizce örnek : Help is always at hand when you need it.
Türkçe çevirisi : İhtiyacın olduğu zaman yardım her zaman hazır.
* by hand = 1 elle
İngilizce örnek : I don't write letters by hand any more.
Türkçe çevirisi : Artık elle mektup yazmıyorum.
İngilizce örnek : All our shoes are made by hand.
Türkçe çevirisi : Bütün ayakkabılarımız elle yapılır.
İngilizce örnek : I like pottery made by hand.
Türkçe çevirisi : Elle yapılan çanak çömleği seviyorum.
2 elden
* change hands = el değiştirmek
* get/keep one's hand in = (işe) alışmak
* give sb a free hand = arzusuna bırakmak
* hand down = kuşaktan kuşağa geçmek
* hand in = teslim etmek, vermek
İngilizce örnek : Check all your exam answers before you hand your paper in.
Türkçe çevirisi : Kâğıtlarınızı vermeden önce bütün sınav yanıtlarınızı kontrol edin.
İngilizce örnek : All of the students have handed in their papers.
Türkçe çevirisi : Öğrencilerin hepsi kâğıtlarını teslim etti.
İngilizce örnek : He handed in his resignation.
Türkçe çevirisi : İstifasını verdi.
İngilizce örnek : I handed in my project on time.
Türkçe çevirisi : Projemi vaktinde teslim ettim.
İngilizce örnek : The police ordered the demonstrators to hand in their weapons.
Türkçe çevirisi : Polis göstericilere silahlarını teslim etmelerini emretti.
İngilizce örnek : We handed in our passports when we arrived at the hotel.
Türkçe çevirisi : Otele gelince pasaportumuzu teslim ettik.
İngilizce örnek : You should hand your homework in when it is due.
Türkçe çevirisi : Vakti gelince ödevini teslim etmelisin.
* hand in hand = el ele, birlikte
İngilizce örnek : Couples like walking hand-in-hand.
Türkçe çevirisi : Çiftler el ele dolaşmaktan hoşlanır.
* hand out = dağıtmak * eşanlamlı : distribute, dispense, give out * karşıtanlamlı : withhold
İngilizce örnek : The teacher handed the tests out to the class.
Türkçe çevirisi : Öğretmen testleri sınıfa dağıttı.
* hand over = teslim etmek, vermek * eşanlamlı : deliver, transfer, surrender * karşıtanlamlı : retain
İngilizce örnek : A man with a gun went into the bank and asked them to hand over all the money.
Türkçe çevirisi : Tabancalı bir adam bankaya girdi ve onlardan bütün parayı vermelerini istedi.
* Hands off! = Elleme!, Dokunma!
* have a hand in sth = -de katkısı bulunmak
* on hand = el altında, hazır
İngilizce örnek : I don't have the documents on hand.
Türkçe çevirisi : Belgeler bende hazır değil.
İngilizce örnek : There will be someone on hand to help you.
Türkçe çevirisi : Sana yardım etmek için el altında (hazır) biri olacak.
* on the one hand = bir taraftan
İngilizce örnek : She doesn't know what to do. On the one hand, she loves him, on the other hand, she finds him too old to get married.
Türkçe çevirisi : Ne yapacağını bilmiyor. Bir taraftan onu seviyor, öbür taraftan da onu evlenmek için çok yaşlı buluyor.
* on the other hand = diğer taraftan
İngilizce örnek : He is never on time; on the other hand, he is a hard worker.
Türkçe çevirisi : Hiçbir zaman vaktinde gelmez, diğer taraftan çalışkan bir işçidir.
İngilizce örnek : Selfish people are rarely happy; on the other hand, happy people are rarely selfish.
Türkçe çevirisi : Bencil insanlar nadiren mutlu olur; diğer taraftan, mutlu insanlar nadiren bencildir.

HAND = (hand nedir; hand Türkçesi) Atın yüksekliğini ölçmede kullanılan ve 10 cm’ye eşdeğer olan ölçü birimi.

1: 7 ms