Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 2496gönüllü = fedai [öz Türkçe - eski terim]
gönüllü = volanter [öz Türkçe - eski terim]
gönüllü = volenter [öz Türkçe - eski terim]
gönüllü = volonter [öz Türkçe - eski terim]
GÖNÜLLÜ
A) sıfat
1. Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen; her hangi bir işe çağırılmadan gelen ya da yapan: Hiçbir karşılık beklemeden, gönüllü olarak gittim oraya.
2. Çok istekli: Niye ben sana para vereceğim ki, bunu yapacak çok gönüllü insan bulurum.
3. Değerli (kimse): Alaylıdır amma mektepliden gönüllüdür.
4. Gönüle, cana yakın, muteber, hatırlı, şerefli.
5. Her şeyi beğenmeyen: Ammada gönüllüsün.
6. Cesur.
7. Kibirli.
8. Bön, sersem.
B) isim
1. Seven kimse veya sevgili.
2. Bizzat kendisinin veya yasal temsilcisinin yazılı oluru alınmak suretiyle klinik araştırmaya katılan hasta veya sağlıklı kişi.
3. Bir araştırmaya görüşmeci olarak katılmaya istekli olan ancak özellikleri yeterince denetlenmediği durumlarda önemli yanlılıklara yol açabilecek işmen.
4. Kendi isteği ile asker olan kimse.
ilgili sözler / related words