Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1743GÖLGE = (gölge nedir; gölge ne demek; gölge İngilizcesi) Radyasyon kaynağı boyutlarının sonlu olmasından dolayı radyografik görüntünün kenarlarında oluşan bulanıklık.
GÖLGE = (gölge nedir; gölge ne demek; gölge İngilizcesi) 1. Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık: «Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?» -H. E. Adıvar. 2. Güneş ışınlarından korunacak yer: «Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin.» -M. Ş. Esendal. 3. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet: «Pencereden dışarıya bir gölge çıktı, arkasından seğirttiler.» -A. Gündüz. 4. Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk. 5. Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan: Gölge başkan. Gölge kabine. 6. Röfle. 7. mec. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse. 8. mec. Koruma, kayırma himaye: Onun gölgesi altında yaşıyor.
GÖLGE = (gölge nedir; gölge ne demek; gölge İngilizcesi) Bir gökcisminin güneş ışığını engellemesinden ileri gelen ışıksız uzay parçası.
GÖLGE = (gölge nedir; gölge ne demek; gölge İngilizcesi) TV. Almaç görüntülüğünde resmin temel konusunun hem bulunması gereken yerde hem de onun biraz yanında daha soluk olarak çift görünmesi durumu.
gölge = sâye [Türkçe - Osmanlıca]
gölge = zıll [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words