İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 2860 GROSS = [grous] adjective
1 şişko, iriyarı * eşanlamlı : fat, obese, bulky
2 hantal * eşanlamlı : big, large, great, bulky
3 brüt * eşanlamlı : entire, total, whole * karşıtanlamlı : net
İngilizce örnek : The subtraction of costs from gross profits gives net profit.
Türkçe çevirisi : Brüt kârdan maliyetin çıkarılması net kârı verir.
4 kaba, adi * eşanlamlı : coarse, vulgar, improper, rude, crude, indecent, unrefined * karşıtanlamlı : refined, polite
İngilizce örnek : The teacher scolded him for his gross behaviour.
Türkçe çevirisi : Öğretmen kaba davranışından ötürü onu azarladı.
¤ noun
on iki düzine
ilgili sözler / related words