Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1475giysi = elbise [öz Türkçe - eski terim]
giysi = entari [öz Türkçe - eski terim]
giysi = esvap [öz Türkçe - eski terim]
giysi = kisve [öz Türkçe - eski terim]
giysi = kostüm [öz Türkçe - eski terim]
giysi = kıyafet [öz Türkçe - eski terim]
giysi = libas [öz Türkçe - eski terim]
giysi = urba [öz Türkçe - eski terim]
GİYSİ = (giysi nedir; giysi ne demek; giysi İngilizcesi) (sinema, televizyon) Bir filmde, izlencede kullanılan giyeceklerin tümü.
GİYSİ = (giysi nedir; giysi ne demek; giysi İngilizcesi) Her türlü dış etkenlerden korunma, güzel ve çekici görünme, bağlı bulunduğu toplumsal sınıfı belirtme, yaşadığı ruhsal durumu dışa vurma, geleneklerin ve modanın etkisini yansıtma amacıyla giyilen, örtünülen, kuşanılan doğal ya da yapay nesnelerin tümü.
GİYSİ = (giysi nedir; giysi ne demek; giysi İngilizcesi) Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, kıyafet, esvap, libas, urba: «Hanımlar, tatil köylerinde son moda giysiler giyiyorlar.» -Ç. Altan.
GİYSİ = (giysi nedir; giysi ne demek; giysi İngilizcesi) Oyuncuların rol gereği giydikleri giysi.
GİYSİ = (giysi nedir; giysi ne demek; giysi İngilizcesi) Tiyatroda rolün gerektirdiği elbise, kostüm.
giysi = câme [Türkçe - Osmanlıca]
giysi = kisve [Türkçe - Osmanlıca]
giysi = kisvet [Türkçe - Osmanlıca]
giysi = libas [Türkçe - Osmanlıca]
giysi = sevb [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words