Türkçe - İngilizce
gelişigüzel = afaki [öz Türkçe - eski terim]
gelişigüzel = alelusul [öz Türkçe - eski terim]
gelişigüzel = gayrimuntazam [öz Türkçe - eski terim]
gelişigüzel = lalettayin [öz Türkçe - eski terim]
gelişigüzel = random [öz Türkçe - eski terim]
gelişigüzel = randomize [öz Türkçe - eski terim]
GELİŞİGÜZEL = (gelişigüzel nedir; gelişigüzel ne demek; gelişigüzel İngilizcesi) 1. Herhangi bir, baştan savma, rastgele, lalettayin: «Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir.» -N. Cumalı. 2. zf. Üstünkörü: «Eski dansları mektepte, yenilerini de bir iki arkadaşının evinde gelişigüzel öğrendiğini anlattı.» -P. Safa.
GELİŞİGÜZEL = (gelişigüzel nedir; gelişigüzel ne demek; gelişigüzel İngilizcesi) Dizgeli bir işlemin ürünü olmayan ya da bir kurala bağlı olmadığı için oluşumu ya da sonucu önceden kestirilemeyen.
gelişigüzel = lâlettayin [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words