Türkçe - İngilizce
İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 659 FRONT = [frant] noun
1 ön, ön taraf * eşanlamlı : façade, face, frontage, foreground * karşıtanlamlı : back
İngilizce örnek : She prefers to sit at the front.
Türkçe çevirisi : Önde oturmayı tercih ediyor.
İngilizce örnek : The destination is written on the front of the bus.
Türkçe çevirisi : (Otobüsün) gideceği yer, otobüsün önünde yazılı.
İngilizce örnek : The front of a building was painted blue.
Türkçe çevirisi : Evin cephesi maviye boyandı.
2 çehre, yüz * eşanlamlı : face, aspect
3 ask. cephe
İngilizce örnek : His son was killed at the front.
Türkçe çevirisi : Oğlu cephede öldürüldü (öldü).
¤ adjective
ön * karşıtanlamlı : back
İngilizce örnek : He forgot to lock the front door.
Türkçe çevirisi : Ön kapıyı kilitlemeyi unuttu.
İngilizce örnek : I booked two seats in the front row.
Türkçe çevirisi : Ön sıradan iki koltuk (yer) ayırttım.
İngilizce örnek : Check the air pressure of your front tyre.
Türkçe çevirisi : Ön lastiğinin hava basıncını kontrol et.
¤ verb
ile karşı karşıya olmak, -e bakmak * eşanlamlı : face, be opposite, overlook
İngilizce örnek : The house fronts west.
Türkçe çevirisi : Ev batıya bakıyor.
* in front = önde, önden
İngilizce örnek : Don't drive too close to the car in front.
Türkçe çevirisi : Öndeki arabaya çok yakın sürme (seyretme).
* in front of = önünde
İngilizce örnek : There is a van in front of the house.
Türkçe çevirisi : Evin önünde bir minibüs var.
İngilizce örnek : Every day I spend 12 hours in front of my computer.
Türkçe çevirisi : Bilgisayarımın önünde her gün 12 saat geçiririm.
İngilizce örnek : Never cross behind or in front of a standing bus or car without looking.
Türkçe çevirisi : Duran bir otobüs veya arabanın arkasından veya önünden bakmadan yolun karşısına geçme.
İngilizce örnek : Don't use foul language in front of the children.
Türkçe çevirisi : Çocukların önünde küfürlü dil kullanma.
İngilizce örnek : He made a fool of oneself in front of his colleagues by drinking and talking nonsense.
Türkçe çevirisi : İçip saçmalayarak meslektaşları önünde kendini aptal konumuna soktu.
FRONT = (front nedir; front Türkçesi) Farklı sıcaklık ve farklı yoğunluğa sahip iki farklı hava kütlesi arasındaki sınır veya geçiş bölgesi. Sıcak ve nemli hava ile soğuk ve kuru hava kütleleri arasındaki konverjans bölgesi cepheye iyi bir örnektir. Yerden yukarı düzeylerde gerçekleşen cephelere yüksek soğuk veya yüksek sıcak cephe denir. Başlıca üç tip cephe vardır: Sıcak cephe : Sıcak hava kütlesinin soğuk hava kütlesi ile karşılaşması sonucunda oluşan cephe. Cephe eğimi oldukça fazladır (100 m' de 1 m. ile 300 m' de 1 m. arasında değişir.). Temel özelliği, cirrus, cirrostratus, altostratus, altocumulus bulutları ve yağmurdur. Cephenin yaklaşmasıyla beraber, sıcaklık, işba noktası ve basınç tandansı düşüşe geçer. Cephe geçişinden sonra sıcaklıkta ani bir artış olur, rüzgâr yönü döner ve hava açılır. Cephenin etki alanı cephe önünde yaklaşık 350-400 km.dir. Soğuk cephe: Hareket etmekte olan bir soğuk hava kütlesinin önündeki sıcak hava kütlesinin altına doğru girerek onu yukarıya itmesi veya onunla yer değiştirmesi sırasında iki farklı hava kütlesi arasında oluşan cephe. Genellikle soğuk cephe geçişinde, sıcaklık ve nem oranı düşer, basınç artar ve rüzgâr kırılması gözlenir (Kuzey yarımkürede güneybatıdan kuzeybatıya doğru rüzgâr yön değiştirir.). Yağış genellikle cephe üzerinde veya gerisinde dar bir alandadır. Hızlı hareket eden bir sistemdir. Cephe önünde squall hattı oluşur. Cephe eğimi, diğer cephelere göre daha diktir (1/50). Oklüzyon cephe: Bir alçak merkez sisteminde soğuk ve sıcak cephenin var olması durumunda, soğuk cephe sıcak cepheden daha hızlı hareket ettiğinde sıcak cepheyi yakalar ve aralarındaki sıcak havayı yukarı doğru yükselmeye zorlar. Soğuk, sıcak ve doğal tipli olmak üzere üç tür oklüzyon cephe vardır. Sıcak oklüzyon: Cephe gerisindeki havanın, cephe önündeki havadan daha sıcak olması durumudur. Soğuk oklüzyon: Cephe gerisindeki havanın cephe önündeki havadan daha soğuk olması durumudur. Doğal oklüzyonda ise cephe gerisi ve önündeki hava sıcaklıklarında fazla bir fark yoktur.
FRONT = The boundary between two air masses with different properties, such as temperature or humidity.
ilgili sözler / related words