İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 9054 FOUL = [faul] adjective
1 iğrenç, pis * eşanlamlı : dirty, filthy, soiled, unclean, impure, polluted, contaminated * karşıtanlamlı : clean, pure
İngilizce örnek : Decaying fish makes an extremely foul smell.
Türkçe çevirisi : Bozulan balık son derece pis koku yapar.
2 (hava) bozuk, fırtınalı * eşanlamlı : bad, stormy, rainy, wet, overcast * karşıtanlamlı : fine, clear, sunny
İngilizce örnek : This foul weather depresses me.
Türkçe çevirisi : Bu bozuk hava beni kederlendiriyor.
3 çirkin, ayıp * eşanlamlı : wicked vile, ignoble, disgraceful, shameful, infamous, base, low
İngilizce örnek : He often uses foul language.
Türkçe çevirisi : Sık sık çirkin bir dil kullanıyor.
¤ noun
sp. faul
İngilizce örnek : The referee saw a foul, blew his whistle and awarded a free kick.
Türkçe çevirisi : Hakem faulü gördü, düdüğünü çaldı ve bir frikik verdi.
* foul play = birinin ölümüne yol açan suç/şiddet
ilgili sözler / related words