İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 3177 FLY = [flay] verb
flew [flu: ], flown [floun]
1 uçmak * eşanlamlı : mount, soar, wing, hover, flap, glide, float
İngilizce örnek : The bird flew into the air.
Türkçe çevirisi : Kuş havaya uçtu.
İngilizce örnek : The seagull flew higher and higher.
Türkçe çevirisi : Martı gittikkçe daha yükseğe uçtu (uçarak yükseldi).
2 uçakla gitmek
İngilizce örnek : I am flying to Rome tomorrow.
Türkçe çevirisi : Yarın Roma’ya uçuyorum.
İngilizce örnek : Our national team is flying from Atatürk Airport tonight.
Türkçe çevirisi : Milli takımımız bu akşam Atatürk Havaalanı’ndan uçuyor.
3 çabuk gitmek * eşanlamlı : dash, dart, rush, hurry, race, speed
İngilizce örnek : The child flew down the stairs.
Türkçe çevirisi : Çocuk merdivenlerden jet gibi indi.
4 uçurmak * eşanlamlı : pilot, aviate
İngilizce örnek : I can drive a lorry, but I cannot fly a plane.
Türkçe çevirisi : Kamyon sürebilirim ama uçak kullanamam.
5 uçup gitmek * eşanlamlı : pass, elapse, go by, slip away, glide
İngilizce örnek : Time flies.
Türkçe çevirisi : Zaman uçup gidiyor.
6 kaçmak * eşanlamlı : escape, flee, abscond, rush
¤ noun
sinek
İngilizce örnek : The room is full of flies because you left the door open.
Türkçe çevirisi : Oda sineklerle dolu çünkü kapıyı açık bıraktın.
* fly in the ointment = küçük ama mide bulandıran bir pürüz
FLY: The act of moving through the air, typically by means of flight.
ilgili sözler / related words