İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 8539 FLOAT = ['flout] verb
1 yüzmek, batmamak
İngilizce örnek : Wood floats on water, but iron sinks.
Türkçe çevirisi : Odun suda yüzer ama demir batar.
İngilizce örnek : When I'm bathing, I like to float on my back.
Türkçe çevirisi : Yüzerken sırt üstü durmayı seviyorum.
2 yüzdürmek
¤ noun
şamandıra, duba
ilgili sözler / related words