İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 74 FIRST = [fö: st] adjective noun
birinci, ilk
İngilizce örnek : Spring is the first season of the year.
Türkçe çevirisi : İlkbahar yılın ilk mevsimidir.
İngilizce örnek : It's the first time that I've ever been to London.
Türkçe çevirisi : Londra’da ilk defa bulunuyorum.
¤ adverb
1 önce, ilk önce, birinci olarak
İngilizce örnek : He finished first.
Türkçe çevirisi : İlk olarak o bitirdi.
İngilizce örnek : Let's talk about it first.
Türkçe çevirisi : Önce onun hakkında konuşalım.
İngilizce örnek : Which of you would like to go first?
Türkçe çevirisi : Önce hanginiz gitmek ister?
İngilizce örnek : Women and children come first.
Türkçe çevirisi : Kadınlar ve çocuklar önce gelir.
2 ilk defa, ilk kez
İngilizce örnek : This was the place we first met.
Türkçe çevirisi : Burası ilk kez buluştuğum yer.
3 ilk başta
* at first = başlangıçta, önceleri
İngilizce örnek : At first, I didn't like her, but now I do.
Türkçe çevirisi : Önce ondan hoşlanmadım ama şimdi hoşlanıyorum.
İngilizce örnek : I didn't like algebra at first.
Türkçe çevirisi : Önceleri cebirden hoşlanmıyordum.
İngilizce örnek : She didn't like this district at first, but she is used to it now.
Türkçe çevirisi : Önceleri bu mahalleyi sevmiyordu ama şimdi buraya alıştı.
İngilizce örnek : At first his books didn't sell very well, but now they're in great demand.
Türkçe çevirisi : Başlangıçta kitabı pek iyi satmadı ama şimdi onlar büyük rağbet görüyor.
* first floor = BE. birinci kat, AE. zemin katı
İngilizce örnek : Our flat is on the first floor.
Türkçe çevirisi : Dairemiz birinci katta.
* first hand = ilk el, birinci el
* first lady = başbakanın karısı
* first of all = en önce, ilkin
* first name = isim, ad
İngilizce örnek : We never call a teacher by his or her first name in Turkey.
Türkçe çevirisi : Türkiye’de öğretmene hiçbir zaman (sadece) ismiyle hitap etmeyiz.
* first rate = birinci sınıf, en iyi
ilgili sözler / related words