Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 5032fasıl = bölüm [eski terim - öz Türkçe]
FASIL = (fasıl nedir; fasıl ne demek; fasıl İngilizcesi) 1. Bezelye. 2. Fasulye. 3. Bir çeşit yabanî ot.
FASIL = (fasıl nedir; fasıl ne demek; fasıl İngilizcesi) 1. Bölüm, kısım, devre: «Kitabı kapadı, biraz durdu, sonra tekrar açarak o faslı sonuna kadar bir hamlede okudu.» - P. Safa. 2. Dönem, devre: «Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç» - Y. K. Beyatlı. 3. Belli bir sürede yapılan iş, karşılaşılan durum veya olay: «Fazla olarak arada bir patronu çekiştirmek, dedikodu yapmak faslı da kapanacak.» - H. E. Adıvar. 4. (ekonomi) Bütçede ayrı ayrı gösterilen bölümler. 5. müz. Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi: «Radyo ince sazdan sultaniyegâh faslına başlamış.» - İlhan. 6. tiy. Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna. 7. tiy. esk. Osmanlı ve Arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü.
FASIL = (fasıl nedir; fasıl ne demek; fasıl İngilizcesi) 1. Öykülere başlamadan önce yapılan sazlı başlangıç. 2. Saz ozanlarının bir araya gelerek yaptıkları müzikli ve koşuklu toplantı. 3. Karagöz oyununda, "muhavere" den sonra başlayan asıl oyun.
FASIL = (fasıl nedir; fasıl ne demek; fasıl İngilizcesi) Âşıkların öykü tekniğinde başlangıç bölümü.
FASIL = (fasıl nedir; fasıl ne demek; fasıl İngilizcesi) Ayı yavrusu.
FASIL = (fasıl nedir; fasıl ne demek; fasıl İngilizcesi) Güldürücü, eğlendirici sözler söyleyenlere denir.
FASIL = (fasıl nedir; fasıl ne demek; fasıl İngilizcesi) Türk gölge oyununda konunun ya da öykünün bulunduğu kesim. Bu kesimde Hacivat ile Karagöz'den başka, oyunun çeşitli tipleri bir konunun kapsamı içinde ortaya çıkarlar.
fasıl = mebhas [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words