İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 781 FALL = [fo: l] verb
fell [fel], fallen ['fo: lın] verb
1 düşmek * eşanlamlı : drop, fall down * karşıtanlamlı : rise
İngilizce örnek : The apple fell from the tree.
Türkçe çevirisi : Elma ağaçtan düştü.
İngilizce örnek : It's easy to fall over on the ice.
Türkçe çevirisi : Buzda düşmek kolaydır.
İngilizce örnek : The saucepans fell onto the floor with a great clatter.
Türkçe çevirisi : Saplı tencere büyük bir tangırtı ile yere düştü.
İngilizce örnek : The vase fell on the floor and broke.
Türkçe çevirisi : Vazo yere düştü ve kırıldı.
İngilizce örnek : The carpet caught fire when the cigarette fell from the ashtray.
Türkçe çevirisi : Sigara kül tablasından düşünce halı tutuştu.
2 azalmak, düşüş göstermek * eşanlamlı : decline, decrease, lessen, lower, diminish * karşıtanlamlı : rise, increase, climb
İngilizce örnek : Prices are falling.
Türkçe çevirisi : Fiyatlar düşüyor.
İngilizce örnek : Computer costs are falling each year.
Türkçe çevirisi : Bilgisayar fiyatları her yıl düşüyor.
3 inmek * eşanlamlı : go down
4 yıkılmak, çökmek * eşanlamlı : slump, crash, collapse, fall in
5 rastlamak, denk gelmek
İngilizce örnek : Are you sure Christmas will fall on a Saturday this year?
Türkçe çevirisi : Noelin bu yıl cumartesiye rastlayacağından emin misin?
¤ noun
1 düşüş, düşme * eşanlamlı : drop, decline * karşıtanlamlı : rise
İngilizce örnek : The main road has been blocked by a fall of rock.
Türkçe çevirisi : Ana yol, bir kayanın düşmesi ile tıkandı.
2 azalma, düşüş
3 çöküş, yıkılma * eşanlamlı : collapse
4 AE. sonbahar, güz
İngilizce örnek : The leaves on the trees turn brown or yellow every fall.
Türkçe çevirisi : Her sonbaharda ağaçların yaprakları kahverengi veya sarıya dönüşür.
* fall back = geri çekilmek
* fall back on = (başka bir yola/şeye) başvurmak, çaresizlikten kullanmak
İngilizce örnek : If the worst comes to the worst, we've got our savings to fall back on.
Türkçe çevirisi : Üst üste kötü şeyler olursa, kullanabileceğimiz birikimimiz var.
İngilizce örnek : We have plenty of meatballs; we can fall back on them if they stay for dinner.
Türkçe çevirisi : Çok köftemiz var, akşam yemeğine kalırlarsa onları kullanabiliriz.
* fall behind = geri kalmak, zamanında bitirememek
İngilizce örnek : If you attend classes regularly, you won't fall behind.
Türkçe çevirisi : Derslere düzenli olarak gelirsen geri kalmazsın.
İngilizce örnek : John is falling behind the rest of the class.
Türkçe çevirisi : John sınıftaki diğerlerinden geri kalıyor.
* fall for = 1 kazıklanmak, aldatılmak
İngilizce örnek : I am surprised that you have fallen for such a simple trick.
Türkçe çevirisi : Böyle basit bir numaraya aldanmana şaşırdım.
2 kon. -e âşık olmak
İngilizce örnek : I fell for you the moment I saw you.
Türkçe çevirisi : Seni gördüğüm an sana vuruldum.
İngilizce örnek : He fell for a tall blonde.
Türkçe çevirisi : Uzun boylu bir sarışına aşık oldu.
* fall off = (kalite, miktar, vb) düşmek
İngilizce örnek : Do you think trade will fall off during Ramadan?
Türkçe çevirisi : Sence ticaret (işler) Ramazanda düşüş gösterir mi?
İngilizce örnek : His business has fallen off since he moved to a suburban shopping centre.
Türkçe çevirisi : Şehir dışında bir alışveriş merkezine taşındığından beri işleri düşüş gösterdi.
* fall out (with sb) = münakaşa etmek, bozuşmak, küsmek
İngilizce örnek : I've fallen out with my parents again.
Türkçe çevirisi : Yine anne babamla kavga ettim.
İngilizce örnek : The brothers fell out over the inheritance.
Türkçe çevirisi : Erkek kardeşler miras yüzünden bozuştu.
İngilizce örnek : The newly-weds fell out last week.
Türkçe çevirisi : Yeni evli çift geçen hafta bozuştu.
İngilizce örnek : I hate falling out with my friends.
Türkçe çevirisi : Arkadaşlarımla bozuşmayı hiç sevmem.
İngilizce örnek : She has fallen out with her boyfriend.
Türkçe çevirisi : Erkek arkadaşı ile bozuştu.
* fall through = suya düşmek, başarısız olmak
İngilizce örnek : All our plans fell through because of my sudden illness.
Türkçe çevirisi : Ani hastalığım nedeniyle bütün planlarımız suya düştü.
İngilizce örnek : If you follow my advice, your project will not fall through.
Türkçe çevirisi : Tavsiyemi dinlersen projen başarısız olmaz.
İngilizce örnek : My plans to go to Germany have fallen through. I couldn't get the visa.
Türkçe çevirisi : Almanya’ya gitme planlarım suya düştü. Vize alamadım.
FALL = (fall nedir; fall Türkçesi) Herhangi bir meteorolojik aletin okunan değerinin azalması, düşmesi durumunda kullanılan terim. Kuzey yarımküre için, Eylül, Ekim ve Kasım aylarını içeren Sonbahar mevsimi. Aynı zamanda bu terim kar yağışı içinde kullanılır.
ilgili sözler / related words