İngilizce - Türkçe
sıklık sırası: 4666 EXCUSE 1 = [ik'skyu: s] noun
özür, mazeret; bahane * eşanlamlı : apology, reason, grounds, pretence, explanation, plea
İngilizce örnek : I made an excuse as I didn't want to go out that night.
Türkçe çevirisi : O akşam dışarı çıkmak istemediğimden bir mazeret uydurdum.
İngilizce örnek : You may be the boss, but that is no excuse for shouting like that.
Türkçe çevirisi : Patron olabilirsiniz ama bu, böyle bağırmanız için bir mazaret olamaz.
İngilizce örnek : He has an excuse for everything.
Türkçe çevirisi : Her şey için bir bahane bulur.
EXCUSE 2 = [ik'skyu: z] verb
bağışlamak, mazur görmek * eşanlamlı : forgive, pardon, overlook, remit * karşıtanlamlı : condemn
İngilizce örnek : Excuse my bothering you again.
Türkçe çevirisi : Sizi yine rahatsız ettiğim için bağışlayın.
İngilizce örnek : I do hope you will excuse my being so late.
Türkçe çevirisi : Umarım bu kadar geç kalışımı bağışlarsınız.
* Excuse me = Affedersiniz
İngilizce örnek : Excuse me, do you speak English?
Türkçe çevirisi : Affedersiniz, İngilizce biliyor (konuşuyor) musunuz?
İngilizce örnek : Excuse me, could you please tell me how to get to gate 12?
Türkçe çevirisi : Affedersiniz, bana on ikinci kapıya nasıl gidileceğini lütfen söyler misiniz?
ilgili sözler / related words