Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 1185etkinlik = aktiflik [öz Türkçe - eski terim]
etkinlik = aktivite [öz Türkçe - eski terim]
etkinlik = efficacy [öz Türkçe - eski terim]
etkinlik = faaliyet [öz Türkçe - eski terim]
etkinlik = nüfuz [öz Türkçe - eski terim]
ETKİNLİK
* Eylem gücü, etki gücü.
* Etkide bulunmak için yapılan atılım.
* Eylemde bulunanın, etkin olanın niteliği; etkin olma durumu, bazı etkileri oluşturma yeteneği, müessiriyet
* Çocukların, kendi amaç ve gereksinmelerine uygun geldiği için isteyerek katıldıkları herhangi bir öğrenme durumu.
* En az çaba veya maliyet ile en çok sonuç elde etme kapasitesi, Kullanılan kaynaklarla, bir faaliyetin sonuçlarını ya da çıktılarını azami düzeye çıkarma.
* İlaç veya zehirli maddelerin vücuda alındıktan sonra etkisini gösterme durumu, aktivite.
* İlaç molekülünün almaçları uyarma veya baskılama yeteneğinin bir ölçüsü.
* Bir işletmenin, bir kurumun belli bir alandaki eylemi, faaliyet, aktivite.
* Gaz karışımında ya da sıvı çözeltide bulunan bir özdeğin etkin derişimi.
* Bir ışınetkin özdekte birim zamandaki parçalanma sayısı; bir ışımetkin çekirdeğin içinde oluşan çekirdeksel bozunumların birim zamana düşen sayısı.
* Bir canlının içinde geçen ya da kendisinin giriştiği çalışma durumu.
* Bir genin ya da gen kombinasyonunun fenotipte kendini gösterme sıklığı. Etkinlik, sahip olduğu genotipi, fenotipinde gösteren bireylerin populasyondaki oranıyla tanımlanır.
* (felsefe) Fiilde bulunanın, etkin olanın niteliği.
* (ruhbilim) Bir canlının iç veya dış uyaranların etkisiyle giriştiği çalışma durumu.
* (toplumbilim) İnsanın, çevresiyle arasındaki ilişkileri kuran, düzenleyen ve denetleyen her türlü eylem.
* (kimya) Bir özdecik, öğecik ya da yükünün erke ve işlemi etkileme yönünden daha güçlü, daha elverişli olması durumu.
* (kimya) Kimyasal gerilimi logaritmik hız ve büyüklük olarak veren nicelik.
ilgili sözler / related words