Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 4643esmer = buğdayrengi [eski terim - öz Türkçe]
esmer = konur [eski terim - öz Türkçe]
esmer = yağız [eski terim - öz Türkçe]
ESMER = (esmer nedir; esmer ne demek; esmer İngilizcesi) 1. Siyaha çalan buğday rengi. 2. Kurşuni renk: «Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi.» - T. Buğra. 3. sf. Bu renkte olan: «Esmer yüzünün hafifçe kızardığını, gözlerinin garip bir ışıkla yanmaya başladığını görüyoruz.» - E. M. Karakurt. 4. sf. Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız: «Bir düğün dansında ayaklarının pırıltısını seyrettiği esmer kızla evlendi.» - Halikarnas Balıkçısı.
esmer = esmer [Osmanlıca - Türkçe]
esmer = karayağız [Osmanlıca - Türkçe]
esmer = koyu tenli [Osmanlıca - Türkçe]
esmer = esmer [Türkçe - Osmanlıca]
esmer = semra [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words