• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

en

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 27

isim / noun 2 – agriculture

isim / noun 3 – ships

en = arz [Türkçe - Osmanlıca]

en

İngilizce - Türkçe

sıklık sırası: 1240

ana kullanım

EN nasıl okunur, okunuşu /en/ isim

EN = (en nedir; en Türkçesi) hlk. Hayvanların kulaklarına vurulan damga.

EN = Avrupa standartları.

ilgili sözler / related words

-ın en faydalı yönü -ın en olası nedeni -in en iyisi -nın teslim edilmesi için en son tarih acil halde en yüksek seyahat gücü açık artırmada en yüksek fiyatı veren kimse açık artırmada satıcının koyduğu en düşük fiyat açık en çalışmak açık en muamele açık en yıkama makinesi açlık en iyi sostur adalet bakanı gibi bir devletin en yüksek hukuk görevlisi agreganın en büyük tane büyüklüğü ağaçta hayvanın uzanacağı en yüksek hat akla gelebilecek en güzel hava aklıma en son gelecek şey buydu algılanabilen en düşük kütle algılanabilir en küçük ayrılıklar yöntemi algılanabilir en küçük ayrıntılar yöntemi alın'ın tavana en yakın kısmı alınabilecek en kârlı fiyatta alınabilecek en yüksek puan alınabilir en traversi alınabilir en yüksek düze almaşık en iyi çözümler alt sınırların en büyüğü amortisman ayrılmış en iyi yeniden inşa değeri amortisman ayrılmış en iyi yeniden inşa değeri (depreciated optimal replacement cost) ana en kirişi anlatının en önemli noktası anterdeki en dış tabaka apostollara yakıştırılan hıristiyan akidelerinin en basiti ve belki de en eskisi arap emirliği en üst yöneticisi armanın en üst bölümü arzularının esiri olmak, en büyük köleliktir asgari en kesiti asimptotik olarak en güçlü sınama asimptotik olarak en güçlü test asimptotik olarak yerel en iyi aşağıdaki için en iyi duruma getir atandığı ilde birinci sulh yargıcı ve en yüksek mülkiye memuru atı en iyi şekilde eğitmek atıkların en aza indirgenmesi atın taşıyacağı azami ağırlığın en az yüz kırk kilo olduğu engelli koşu atmosferde rüzgâr ve yağmurların oluştuğu en alt katman avam kamarasında sürekli en uzun görevde kalan üye avukatların en yüksek derecesi olan king's counsel veya queen's counsel olarak atanmak avustralya devoniyen'inde en üst kat ay yörüngede en uzakta ayın en uzak durumdaki gelgit yüksekliği ayın en uzak durumu ayın en uzak durumundaki gelgitler ayın en yakın durumundaki gelgit ayırt edilebilir en küçük ayrım ayırt edilemez en küçük ayrım aylık en düşük gelgit aylık en küçük kullanım ücreti aylık en yüksek gelgit ayna ayna söyle bana kim en güzel bu dünyada aynı ana babadan doğan çocuklar arasında en büyüklük azaltılmış dikey en düşük ayırım azaltılmış en küçük kareler yöntemi bağlama üzerinde yeralacak en büyük düşü bakteri kırıcı en düşük derişim bakterikırıcı en düşük derişim başarının esas veya en emin yolu başarıya giden en emin yol başarıya giden esas yol veya en emin yol başlık duvar en kirişi başlıktaki en fazla satır sayısı başta gelen en önemli başvurulacak en son yer bathroom en suite bazen sabırlı olup beklemek en iyisidir be deep en debt be sold en bloc beklenebilecek en büyük kaza beklenen en büyük deprem beklenen en şiddetli deprem beklenenin en iyisini yaptın belgeyi en büyük boyutuna büyüt belirli bir sürede en düşük kur belirli bir sürede saptanan en az artım belleği en iyi hale getir bellman en iyilik kuralı benden en iyi şekilde yararlandılar beni en çok etkileyen benimsenir biyolojik en küçük değer benimsenir en düşük balata kalınlığı benimsenir en yüksek konsantrasyon beyini saran zarlardan en içteki beyinin en sivri noktası beynin en arka kısımları beynin en arka kısmı beynin/omuriliğin en dış zarıyla ilgili bilek kemiklerinin en büyüğü bilgi en değerli hazinedir bilinen en yaşlı sürüngen bir atletin performansının en üst seviyede olması bir burcun en parlak yıldızı bir damarın en alt kömür tabakası bir damarın en üst kömür tabakası bir devletin en yüksek hukuk görevlisi bir faaliyetin en düşük düzeyi bir gazinoda izin verilen en yüksek bahis tutarı bir gezegen veya kuyrukluyıldız yörüngesinin güneşten en uzak olan ucu bir gezegen ya da kuyrukluyıldız yörüngesinin güneşe en yakın noktası bir girişimin zarar etmemesi için gereken en az gelir bir grubun en genç üyesi bir hücum anında, topu rakip kaleye en yakın pozisyonda olan takım arkadaşına atmak bir insanın hayatındaki en iyi devresinde bir insanın hayatındaki en önemli gün bir işe başlamak en zorudur bir işe en alt seviyeden başlamak bir işi en çabuk yapmak usulunce yapmakla olur bir işin en güç kısmım veya çoğunu bitirmek bir işin en tatsız veya en önemsiz kısmını yapmak bir işin en zor kısmı bir işte en iyi olduğu zaman bir kentin en çok suç işlenen bölgesi bir kimsenin en iyi veya en güçlü olduğu nokta ya da konu bir kişinin en güçlü tarafı bir kişinin en iyi yaptığı şey bir meslek vb'de en yüksek mevki tutan bir oteller zincirinin en büyük oteli bir oyun veya eserin en son bölümü bir öğünün en büyük ve en önemli yemeği bir sömürge bölgesinin en yüksek memuru bir sporcunun ulaşabileceği en üst seviyedeki formu bir şey hakkında en küçük bir bilgisi olmamak bir şey yapmak için en iyi zaman bir şeye en kestirme yol ile ulaşmak bir şeyi en düşük seviyesinde tutmak bir şeyi en iyi durumuyle göstermek bir şeyi en mükemmel şekilde yapmak bir şeyin en alt kısmı bir şeyin en basit ama en önemli kısımları bir şeyin en civcivli anında bir şeyin en iyi örneği bir şeyin en iyi tarafı bir şeyin en iyisi bir şeyin en önemli kısımları bir şeyin en önemli yeri ya da merkezi bir şeyin en özlü kısmı bir şeyin en üst noktası bir şeyin en üstüne çıkmak bir şeyin en yüksek noktası bir takımın en iyi oyuncusu, yıldız oyuncu bir takımın en iyi yedek oyuncusu bir testin yerel en iyi özellikleri bir tünel kesitindeki en yüksek nokta bir ürünün/hizmetin üretiminde ve/veya pazarlanmasında diğer aktörlere göre en büyük karın sağlanması bir yazar ve benzerinin en son eseri bir yerde en az bir gece kalmak bir yolun en çok trafik kazası olan yeri bir yolun merkezine en yakın olan ve hızlı giden araçlar tarafından kullanılan yol birden üçe kadar olmak üzere- en iyi restoranlara verilen ödül birini elinden gelenin en iyisini yapmaya teşvik etmek birini için en iyi şeyi dilemek birinin yapabileceğinin en iyisi birinin yaşadığı yere en yakın meyhane birinin yaşamındaki en güzel günler birkaç sesle okunan parçada en yüksek ses birtakımın en iyi oyuncusu bitki için en iyi doğal şartlar bitkilerin yetişmesi için en uygun fiziksel ve biyolojik koşullar boğaz en kesiti boksörün en sert ve etkili vuruşu borsadaki en düşük fiyat boyun zedelenme riskini en aza indiren ön koltuk yapısı bozunumu en aza indirmek böbreğin en küçük ünitesi böcek bacağındaki tarsus kısmının en uzun ve en geniş segmenti bölgedeki en düşük sıcaklık brüt en bu -in en iyi kısmı bu benim en çok sevdiğim kitap bu bizim en çok beğenilen modelimiz bu en iyisinin de iyisi bu en makbulü bu en seçkini bu en son modeliniz mi bu geceki en düşük ısı bu hayatımdaki en mutlu an bu hayatımın en güzel anı bu işin en önemli kısmıdır bu olabilecek en son şeydir bu onun en son bestelerinden biri bu onun şimdiye kadar ki en iyi çalışması bu poster türünün en iyilerinden biridir bugün benim hayatımın en mutlu günü bugüne kadar inşa edilmiş en yüksek bina burnun en uç noktası bütün sözlüklerin içinde en iyisi bütünleşik en iyileme büyük / daha büyük / en büyük büyük bir farkla en iyi büyük mağazaların ve bankaların bulunduğu en önemli cadde cadıların ve büyücülerin en faal oldukları geceyarısından hemen sonraki saatler coeur en sabot coğrafik en kısa mesafe çalışabilen en çar'ın en büyük oğlu çevrede bulunmasına izin verilen en yüksek yoğunluk çiçeğin en dış halkası çiçeğin en erken durumu çift en çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri çözücü esaslı yapıştırıcının en uzun aktivasyon ömrü çözümlenebilen en düşük uzaklık oranı daha çok / en çok dahili en küçük kareler dar en davetsiz konuklar en büyük konukseverliği giderken görürler dayanılabilen en yüksek derişim dayanılabilen en yüksek doz değişikliklerden vazgeç ve en son sürümü düzenle değişmez en güçlü sınama değişmez en güçlü test değişmez en küçük risk değişmez en yüksek doğru delay en route deliliğin en son noktası demiryolu hattının döşenen en son noktası demiryolu hattının en son noktası denetimi en aza indirmek deneyim en büyük öğretmendir deneyim en iyi öğretmendir deneyim, en iyi öğretmendir deniz harp okulunun en yeni öğrencisi denizde en kıdemli subay denizin en alçak olduğu düzey devingen en iyileme devlet müdahalesinin en az olduğu ekonomi dijital görüntünün en küçük boyut birimi dinlediklerim içinde en iyileri kadar iyi bir şarkı diske alınabilen havuz en yüksek diyaframda en son açıklık dizinin en büyük alt sınırı dizinin en küçük üst sınırı dizinin en küçük üst sınırı (eküs) doğruluk en iyi davranış tarzıdır doğruluk en iyi yoldur doğrusal en çok olabilirlik yöntemi doğu kiliselerinde en kutsal yeri cemaatin bulunduğu yerden ayıran üç kapılı ve üstünde azizlerin resimleri bulunan kısım doğu, batı, en iyisi ev dolaylı en küçük kareler dört tekerleğin yola en güvenli şekilde basmasını sağlayan sistem durağan dalganın iki düğüm arasında en büyük genlikle titreşen noktası durağan en iyi trafik oranı duruk en iyileme duruşmada en önemli tanık dükkân yol vs'nin en işlek saatleri dünyanın en eski çağlarına ait dünyanın en eski çağlarına özgü dünyanın en eski işi dünyanın en eski mesleği dünyanın en gururlu adamı dürüstlük en doğru hareket tarzıdır dürüstlük en iyi politikadır düşünülebilecek en iyi plan düzeltilmiş en yüksek görme keskinliği düzenli en iyi asimptotik normal tahmin edici eğlencenin en heyecanlı bölümü ekonomik açıdan en avantajlı ihale ekonomik faaliyetlerin en düşük olduğu zaman ekrana çizilebilecek en küçük nokta ekranda görünüm için en iyi şekilde elde edilebilecek en büyük güç kazancı elde edilebilecek en büyük kazanç elde edilebilir en büyük kazanç elde edilebilir en düşük emisyon oranı eldekilerin en iyisi eldekini en iyi şekilde kullanmak elden gelen en büyük (gayret) elden gelen en büyük gayret elden gelenin en iyisi elektriğin veya karayolunun en çok kullanıldığı dönem elimden gelenin en iyisini yaparım elimden gelenin en iyisini yapıyorum elimizden gelenin en iyisini yapacağız elinden geldiğinin en iyisini yapmak elinden gelenin en iyisi elinden gelenin en iyisini yapacakmış gibi görünmek elinden gelenin en iyisini yaparak elinden gelenin en iyisini yapmak elinden gelenin en iyisini yapmaya hazır olmak elipsin en kısa çapı emme en kesiti en açık en açık tanıt en adi en ağır biçimde en ağır cezaya çarptırmak en ağır kısmına karşı koymak (saldırı, vb.'in) en ağır tank en ağır/şiddetli kısmını çekmek (saldırı/baskı vb'nin) en akıllıca yol en âlâ en âlâsı en alçak en alçak bombardıman en alçak çıkış kapısı en alçak düzeyinde en alçak görülebilir düzey en alçak irtifa bombardımanı en alçak kullanılabilir frekans en alçak nokta en alçak noktaya erişmek en alçak su en alt en alt düzey en alt düzeye düşmek en alt düzeye indirmek en alt düzeye inmek (fiyat) en alt satır en alt sevieyede çalışma en alt seviye en alt seviyeye en alt tabakadan biri en alt tahtası en alta en alta gönder en altta en alttaki en altyapı en ana değişken en anlamlı basamak en anlamlı bit en anlamlı konum en arka en arkada yürümek en arkadaki en arkadaki yedek yan yelken en arkaya gönder en aşağı en aşağı bir düzine en aşağı cinsten en aşağı değer en aşağı düzeye inmek en aşağı fiyat en aşağı halk tabakası en aşağı kısım en aşağı nitelikler en aşağı nokta en aşağı sınıf en aşağı tabaka en aşağıda en aşağıda olan en aşağıdaki en aşağılık en aşağıya en aşırı uçta olanlar en avantajlı kanal kesiti en az en az ... kadar önemli en az aksiyon en az anı rakam sayısı en az anlamlı basamak en az anlamlı bit en az anlamlı fark sınaması en az anlamlı fark testi en az anlamlı karakter en az aralık kodu en az ayırım kıstası en az ayrıcalık en az beş yıl avukatlık yaptıktan sonra sulh yargıcı olarak tâyin edilen kimse en az bir en az bir ... var en az bir saat gecikecek en az boş vakte tembeller sahiptir en az bozulmayla veren en az ceza haddi en az çaba ilkesi en az çaba kuralı en az çaba yasası en az çabayla en az çalışma ömrü en az çıkar ilkesi en az değerli veri en az değişim yöntemi en az derece en az derecede en az derecede gelgit en az dereceye indirmek en az dış satım fiyatı en az dnıs basamakları en az donanım listesi en az dört bağlantıdan oluşan arka süspansiyon en az düzeyde toprak işlemeli tarım en az emek yasası en az enerji yasası en az erişim kodu en az erişim süreli en az erişim süreli kodlama en az erişim süreli programlama en az erişim süreli yordam en az etkin ölçek en az etkinlik yasası en az faiz oranı en az frenleme etkisi en az gayret kanunu en az gayretle en az geciktirme kodlaması en az geciktirme kodu en az geciktirmeli en az geciktirmeli kodlama en az geciktirmeli programlama en az geçim haddi en az geçim indirimi en az gelirliler en az gelişen ülke en az gelişen ülkeler en az gelişmekte olan ülke en az gelişmekte olan ülkeler en az gelişmiş bölge en az gelişmiş ülke en az gelişmiş ülkeler en az genişlik en az gölgeli aydınlatma en az gümrük tarifesi en az gürültüde sınırlı çalışma en az hacim, düşük hacim en az harcama eğrisi en az ışıklanma süresi en az ilgi en az karmaşık çözüm en az kısıtlayıcı eğitim ortamına yerleştirme en az kupür değeri en az maliyet kapasiteli şebeke modeli en az miktar en az muhtemel en az mukavameti olan yer en az olası en az ödeme oranı en az öğe en az ölçüde en az satır yüksekliği en az sevilen çalışma arkadaşı ölçeği en az seyir süresi en az sipariş miktarı en az spam içeren en az süre eğrisi en az tercih edilen kimse en az toplam işlem ilkesi en az uyarım akımı en az uygun en az uygun dağılım en az uzunluk en az ücret en az vektör en az windows parola uzunluğu en az yeterli istatistik en az yeterli tamlık en az yirmi bir günlük bir süre sonrası yapılan toplantıda alınan karar en az yok en az yükseklik en az zıtlıklı odaklama en aza indirgemek en aza indirme prensibi en aza indirmek en azı en azından en azından bir düzine en azından denemelisin en azından her en azından on dakika en azından otuzunda en azından yapabileceğim en azlama en banc en basit çözüm en basit deyimiyle en basit sözlerle en basit şekil en basit şekildeki kesir en basit tabiriyle en basit terim en basit terimlerle ifade etmek en baş en başa dön en başarılı en başarılı dönemi en başarılı eser en başarılı olmak en başarılı şarkı en başarılı yapıt en başarısız öğrenci en başından en başından beri en başta en başta ele alınması gereken en başta gelen en başta gelme en başta gelmek en baştaki en baştaki ambar en baştaki kitap en baştan en baştan başlatma

1: 2 ms