• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

elinden

Türkçe - İngilizce

ELİNDEN = (elinden nedir; elinden ne demek; elinden İngilizcesi) yüzünden, -den dolayı: «Yandım çavuş yandım senin elinden» -Halk türküsü.

ilgili sözler / related words

-in elinden kurtulmak -mak elinden gelir -mek için elinden geleni yaparak aldatıp elinden almak ayrıcalıklarını elinden almak azmin elinden bir şey kurtulamaz azmin elinden bir şey kurtulmaz azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz azrailin elinden kurtulmak bir şey i birinin elinden zorla almak bir şeyi elinden düşürmek bir şeyi kandırarak birinin elinden almak birini elinden gelenin en iyisini yapmaya teşvik etmek birini elinden gelse bir kaşık suda boğmak birini elinden tutmak birini elinden tutup götürmek birinin ekmeğini elinden almak birinin elinden bir şeyi zorla almak birinin elinden bütün yetkilerini alıp sokağa atmak birinin elinden gelen birinin elinden kaçıp kurtulmak birinin elinden kurtulmak birinin elinden sıvışarak kurtulmak birinin elinden tumak birinin elinden tutmak birinin yükünü elinden alıp taşımak bükerek veya zorla koparmak ya da elinden almak dans eden çiftin eşini elinden almak ehliyetini elinden alma ehliyetini elinden almak ehliyetini ya da yetkisini elinden almak ekmegini elinden almak ekmeğini elinden almak elinden alınamaz elinden alınamaz (hak) elinden alınma elinden alınmak elinden alınmış elinden alma elinden almak elinden almak (ağır bir yükü) elinden almak (mal, hak vb) elinden almak (malını) elinden artık bir şey gelmez elinden bırakmak elinden bir sürü iş gelen kimse elinden bir şey gelmemek elinden bir şey gelmez elinden çıkarmak elinden çıkmış elinden çıkmış bulunmak elinden dikiş nakış iyi gelmek elinden düşürmemek elinden ekmeğini almak elinden fırlamak elinden geldiği kadar elinden geldiği kadar çabuk elinden geldiği kadar çabuk ol elinden geldiği kadar süratli ilerlemek elinden geldiği kadar yapmak elinden geldiği kadarıyla elinden geldiğince elinden geldiğince geç kalma elinden geldiğince iyi oynamak elinden geldiğinin en iyisini yapmak elinden gelen elinden gelen çaba elinden gelen çabayı göstermek elinden gelen çabayı göstermeye hazır elinden gelen çabayı göstermeye hazır olmak elinden gelen çabayı harcamak elinden gelen çabayı yapmak elinden gelen gayreti gösterme elinden gelen gayreti göstermek elinden gelen her kötülüğü yap! elinden gelen her kötülüğü yapmak elinden gelen her kötülüğü yapsın! elinden gelen her şeyi yapmak elinden gelen işi yapmak elinden gelen kötülüğü yapmak elinden geleni ardına komamak elinden geleni ardına koyma elinden geleni ardına koyma! elinden geleni ardına koymak elinden geleni ardına koymamak elinden geleni ardına koymasın! elinden geleni denemek elinden geleni esirgememek elinden geleni yap elinden geleni yapacak elinden geleni yapma elinden geleni yapmaik elinden geleni yapmak elinden geleni yapmalısın elinden geleni yapması için teşvik etmek elinden geleni yapmaya hazır elinden geleni yapmaya hazır olmak elinden geleni yaptı elinden geleni yaptın elinden gelenin en iyisi elinden gelenin en iyisini yapacakmış gibi görünmek elinden gelenin en iyisini yaparak elinden gelenin en iyisini yapmak elinden gelenin en iyisini yapmaya hazır olmak elinden gelir elinden gelmek elinden gelmemek elinden gelmez elinden gelmezse bari dilinden gelsin elinden gelse bir kaşık suda boğmak elinden gitmek elinden hemen hemen her iş gelir elinden her çeşit iş gelen adam elinden her iş gelebilme elinden her iş gelen elinden her iş gelen erkek elinden her iş gelen fakat hiç birinde uzman olmayan kimse elinden her iş gelen kimse elinden her iş gelir elinden her iş gelme elinden her iş gelme yeteneği elinden her iş gelmek elinden her şey gelen kimse elinden hile ile almak elinden is gelir elinden iş çıkmamak elinden iş gelir elinden iş gelmek elinden iş gelmemek elinden iş gelmeyen elinden iş gelmez elinden kaçırdın! elinden kaçırmak elinden kaçırmamak elinden kaçmak elinden kaza çıkmak elinden kurtulmak elinden ne çeşit iş gelir elinden ne geliyorsa yaptı elinden tutmak elinden yemek elinden zorla alma elinden zorla almak (yerini, mevkiini) eminim elinden geleni yaptı emlakını elinden almak esas sermayesinin veya bütün reylerinin yarısından fazlası diğer bir şirketin elinden olan şirket hakları elinden alındı haklarını elinden alma haksız yere veya zorla elinden alınma hırsız çabalayarak (çırpınarak) polisin elinden kurtulup kaçtı hile ile elinden almak hileyle elinden almak insanın elinden geldiğince isteğin elinden bir şey kurtulmaz işçi elinden çıkmış iyi bir etki bırakmak için elinden geleni yapmak iyiliği için elinden geleni yapmak kandırıp elinden almak karısını elinden almak (ölüm) kendine inananın elinden bir şey kurtulmaz kulplu beygirde, cimnastikçinin iki elinden destek alarak ayaklarını döndürmesi mahkeme kararı ile elinden almak mal mülkü elinden alınma mal ve mülkünü elinden alma malını elinden almak malını mülkünü elinden alma malını mülkünü elinden almak medeni haklarını elinden almak meramın elinden bir şey kurtulmaz meramın/ azmin elinden bir şey kurtulmaz mülkiyetin elinden alınması o elinden geleni yapmaya çalıştı oy verme hakkını elinden alma oy verme hakkını elinden almak oyun alanının dışına çıkan topun, bir oyuncu elinden tekrar oyun alanına sokularak maçın başlaması ödemediği için ipotekli malı borçlunun elinden almak rekoru elinden tutmak sadece elinden geleni yap sen elinden geleni yap gerisini allah'a bırak sen elinden geleni yap gerisini tanrıya bırak sıvışarak birinin elinden kurtulmak terzi elinden çıkmış tuttuğunu elinden düşüren kimse ulusal haklarını elinden almak usta elinden çıkmamış usta elinden çıkmış ustanın (ağanın) gözü iki elinden çok çalışır varını yoğunu elinden almak varlığını zorla elinden almak velayet hakkının elinden alınması verilen ayrıcalıkları elinden alma verilen ayrıcalıkları elinden almak yalan söylemek elinden gelmez yer yüzeyinde insan elinden çıkmış yapıtlar yerini elinden zorla alma yetkileri elinden alınmak yetkinisini elinden alma yetkisini elinden almak zorla elinden almak zorla mülkünü elinden alma

1: 0 ms