• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

elinde

Türkçe - İngilizce

sıklık sırası: 10777

ilgili sözler / related words

-i elinde bulundurmak -in aleyhinde elinde kanıtlar bulunmak -in dümeni elinde olmak -in elinde -in elinde olmak -in elinde oyuncak olmak -in hisse senetlerini elinde bulundurmak -in ipleri elinde olmak alacaklıya tanınan borçlunun malını elinde tutma hakkı başkalarının elinde oyuncak olmak bedeli ödenene kadar satılan malı elinde tutma hakkı belli koşullar gerçekleşinceye kadar üçüncü şahsın elinde tutulan hukuki anlaşma biletini elinde tut bir borcu ödemek için elinde mal kalmamış bir vasiyeti tenfiz memuru tarafından ileri sürülen defi bir şeyi elinde tutmak bir şeyin kontrolünü elinde bulundurmak bir üstünlüğü elinde tutan bir yeri elinde tutmak birçok şirket hisse senederini elinde tutan şirket biri hakkında elinde kuvvetli deliller olmak birinin elinde birinin elinde olmak birinin elinde oyuncak olmak bonoyu elinde bulunduran devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma diğer bir kimsenin elinde iken haczettirilen malın hakiki sahip tarafından istihkakı dizginler elinde dizginler elinde olmak dizginleri elinde bulundurmak dizginleri elinde tutmak dümeni elinde olmak dünya rekorunu elinde tutan elinde ... avantajı bulunmak elinde aleyhine delil olmak elinde avucunda ne varsa vermek elinde ayağında derman kalmamak elinde birden fazla imkân bulunmak elinde birden fazla olanak bulunmak elinde bulunduran elinde bulundurma elinde bulundurmak elinde bulunmak elinde değil elinde evirip çevirmek elinde hazır parası olmak elinde kalmak elinde kalmamak elinde koz olmak elinde kozu olmak elinde menkul kıymet bulunduran elinde mızrakla elinde ne kadar çok varsa o kadar çok istersin elinde olduğu halde yere açılan kâğıttan oynamamak elinde olmadan elinde olmadan ölüme neden olma elinde olmak elinde olmamak elinde olmayan sebeplerle elinde oyuncak olmak elinde saklı bir kozu olmak elinde sımsıkı tutmak elinde suçlayıcı delil bulunmak elinde tartmak elinde top olmayan bir oyuncunun ilerlemesine engel olma, rakibi bloke etme, top kesme elinde tutan elinde tutmak elinde yetersiz kaynak kalmak emaneten elinde bulundurmak fidye için elinde tutmak fiilen elinde bulundurma fiyat artışı beklentisiyle belirli bir değerli kâğıdı veya malı elinde tutan fiyatların yükseleceği beklentisi ile hisse senetlerini satmayıp elinde tutmak gelmemek elinde değil gücü elinde tutan gücü elinde tutan grub güç dengesini elinde tutmak güvendiği dallar elinde kalmak halkın elinde bol olan hisse senetleri hazinenin elinde bulunan bir mülkün mahkeme karariyle hakiki malike temliki her şey kaderin elinde hırsızın elinde yakalanan çalınmış şey imtiyazlı hisse senetlerini elinde bulundurmak ipi elinde olmak ipin ucu elinde olmak ipler elinde olmak ipleri başkasının elinde olan ipleri elinde tutmak kaderi -in elinde olmak kaderi elinde olmak kamunun elinde veya dolaşımda bulunan hisse senetleri kamunun elinde veya tedavülde bulunan hisse senetleri kapanın elinde kalmak karar vermek senin elinde karası elinde kişinin elinde bulunan taşınır şey komisyonunu alana kadar müşterinin malını elinde tutma hakkı kontrolü elinde bulundurmak kumandayı elinde tutmak kumarda paraları ve fişleri elinde bulunduran kişi mühürü elinde olma mülkiyeti elinde tutmak oyuncunun elinde top olduğu halde oyunun suflörün elinde bulunan kopyası özel hakları bireysel olarak elinde tutan kimse piyasayı elinde tutmak polisin elinde rekoru elinde tutan rekoru elinde tutan sporcu rekoru elinde tutmak satıcının satış anında elinde bulunmayan bir değeri ileride teslim koşuluyla satması şapkası elinde şirketin elinde bulunan üçüncü şahıslara ait mallar ve kıymetler şirketin idaresini elinde tutan hisse şüphelinin elinde silah var teşebbüsü elinde tutma top elinde yürümek topu elinde tutan oyuncuya rakibin elle müdahale etmesi tuttuğu dal elinde kalmak tüm kozlar elinde olmak uçak koltuğu, gemi kabini gibi ürünleri satmak üzere elinde bulunduran kişi veya şirket yalnız kendi elinde tutmak yetki simgesi olarak elinde asa taşıyan kişi yönetimi elinde tutmak yuları elinde olma yuları elinde olmak yüksek mahkemenin king's bench dairesince verilip de hazinenin elinde bulunan malların sahibine iadesini emreden karar yürütme yetkisini elinde bulunduran kişi

1: 2 ms