• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

eldeki

Türkçe - İngilizce

ilgili sözler / related words

dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olma dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olma dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olunur eldeki avuçtakiyle eldeki bir kuş ağaçta bir kuştan yeğdir eldeki bir kuş çalıdaki iki kuşa bedeldir eldeki bir kuş çalıdaki iki kuştan iyidir eldeki bir kuş daldaki iki kuştan daha iyidir eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir eldeki bir kuş daldaki iki kuştan yeğdir eldeki birimler eldeki bütün olanakları kullanarak eldeki çıkar eldeki değeri gizlemek (briç) eldeki değerler eldeki hammadde eldeki hazır para miktarı eldeki her olanaktan yararlanılabilir eldeki her türlü imkân eldeki işe şevkle girişmek eldeki kâğıtları açma eldeki maça eldeki maddeler eldeki mal eldeki mal mevcudu eldeki malı eritme eldeki malı satarak elden çıkarmak eldeki malı satma eldeki mallar eldeki mesele eldeki mevcutla yapılmış mayın eldeki mevziyi savunma eldeki nakit eldeki nakit para eldeki olanaklar eldeki olumsuzluk eldeki para eldeki parça eldeki poliçenin bitiş tarihi eldeki serçe, damdaki güvercinden yeğdir eldeki sipariş eldeki stok eldeki stok miktarı eldeki talep eldeki toplam iş hacmi eldeki tüy, uçan kuştan iyidir eldeki verilerden bir sonuca varmak eldeki yara, yarasıza du var deliği (gibidir) eldeki yara, yarasıza duvar deliği gibidir her şey eldeki olanakların en iyisine ulaşabilmek amacıyla en iyi öğelerin kullanılmasını gerektirir kayıttaki ile eldeki stok farkı krediye karşılık eldeki aktifler o anda eldeki olanaklarla yapılıveren öte yandan gövde kordonuyla eldeki silaha bağlı olan yatırımın korunması amacıyla eldeki menkul değerlerin değiştirilmesi

1: 0 ms