• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

düşmüş

Türkçe - İngilizce

düşmüş = fütâde [Türkçe - Osmanlıca]

düşmüş = üftâde [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

ailelerinden ayrı düşmüş çocuklar ailesinden ayrı düşmüş çocuk ak düşmüş ak düşmüş (saç- sakal) ayrı düşmüş babasının burnundan düşmüş olmak basıncı düşmüş lastik başı önüne düşmüş ve omuzları çökmüş olarak hareket etmek birini eşekten düşmüş karpuza döndürmek birinin gözünden düşmüş olmak bitap düşmüş bitkin düşmüş büyük yanılgıya düşmüş çok çalışmaktan bitkin düşmüş dara düşmüş değeri düşmüş değeri düşmüş kâğıt dehşete düşmüş dehşete düşmüş halde denize düşmüş (gemiden) dile düşmüş dillere düşmüş düşmüş blok düşmüş kadın düşmüş melek ebeveynlerinden ayrı düşmüş çocuklar elden ayaktan düşmüş elden ayaktan düşmüş kimse elden düşmüş kullanılmış esir düşmüş eşekten düşmüş karpuza döndürmek eşekten düşmüş karpuza dönmek formdan düşmüş formundan düşmüş gezip dolaşmaktan bitkin düşmüş gözden düşmüş gözden düşmüş kimse gözden düşmüş olma gözden düşmüş olmak gözünden düşmüş güçten düşmüş güçten düşmüş hayvan halsiz düşmüş hataya düşmüş hayrete düşmüş hık demiş babasının burnundan düşmüş hık demiş burnundan düşmüş hık demiş burnundan düşmüş olmak hık deyip burnundan düşmüş olmak içine korku düşmüş içine kuşku düşmüş iktidardan düşmüş istimalden düşmüş itibardan düşmüş itibardan düşmüş olmak kendini gülünç duruma düşmüş gibi hissetmek kır düşmüş (saç) kırağı düşmüş köre düşmüş kötü duruma düşmüş kötü yola düşmüş kuvvetten düşmüş küçük düşmüş oğlan hık demiş babasının burnundan düşmüş orta hecesi düşmüş sözcük ödeme aczine düşmüş paraca sıkıntıya düşmüş paraca sıkıntıya düşmüş bir kişi pul halinde ayrılıp düşmüş sıkıntıya düşmüş siyasal nedenlerle gözden düşmüş kişi suya düşmüş süngüsü düşmüş takatten düşmüş tatbikten düşmüş telâşa düşmüş tereddüde düşmüş uygun düşmüş vecde düşmüş verimden düşmüş toprak yalpaya düşmüş yatağa düşmüş yere düşmüş insana asla vurma yıldırım düşmüş yorgun düşmüş yorgunluktan bitap düşmüş zayıf düşmüş

1: 0 ms