• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

düşen

Türkçe - İngilizce

belirteç ilgeç / adverb prep

isim / noun

iş dünyası

sıfat / adjective

düşen = sâkıt [Türkçe - Osmanlıca]

ilgili sözler / related words

adam başına düşen iş adam-vardiya başına düşen gündelik ortalaması akan ya da yüksekten düşen su ile çalışan ve zamanın ölçülmesi için kullanılan bir düzenek aks üstüne düşen yük alt lige düşen takım arama başına düşen maliyet aşağı düşen ayak kare başına düşen satış aykırı düşen başına düşen ürün çözümlemesi benim payıma düşen bu beygir güce düşen ağırlık beygir gücüne düşen ağırlık bir enfeksiyon ile zayıf düşen bünyede ikinci bir enfeksiyonun başlaması bir hakime düşen dava sayısı bir pervane paline düşen yük bir satım sözleşmesini yerine getirmek için her iki tarafa düşen işlerin yapılması bir yüzey üzerine düşen birbirine ters düşen duygular içinde bulunma birim alana düşen ağırlık birim alana düşen ışık şiddeti birim alana düşen işgücü birim alana düşen kuvvet birim alana düşen kütle birim çaba başına düşen av birim oyluma düşen kütle birim sembole düşen bit sayısı birim süreye düşen kütle birim uzunluğa düşen kütle bitkin düşen burnundan düşen bin parça olmak bütün drenaj alanına saniyede düşen yağmur miktarı büyük avaryadan yükün hissesine düşen çıkarlara uygun düşen dakika başına düşen maliyet dakika başına düşen ortalama izleyici oranı dalalete düşen damdan düşen damdan düşenin halini bilir değeri çabuk düşen para değeri düşen para değeri düşen para- değeri eksilen para denize düşen yılana -sarılır denize düşen yılana sarılır denk düşen dingile düşen yük dingile düşen yükü ölçme aleti direkt akarsular üzerine düşen yağış dolar bazında prim üretimi ve kişi başına düşen sigorta primleri drenaj alanına saniyede düşen yağmur dul kadına kocasının mülkünden düşen pay düşen (bir yüzeye) düşen ağırlıklı deflektometre düşen ağırlıklı sehim ölçüm aleti düşen bilya deneyi düşen blok düşen borsa düşen budak düşen budaklı düşen cisim düşen çift ünlü düşen dışık düşen düşmekten korkmaz. düşen film evaporatör düşen film soğutucusu düşen fiyat düşen fiyatlar düşen fiyatların yeniden yükselmesi düşen gelgit düşen göz kapağının cerrahi olarak tespit edilmesi düşen ışık düşen ışık ölçer düşen ışık ölçümü düşen kaliks düşen maliyet düşen maliyetler düşen malzeme düşen masraflar düşen parçacıkların darbe tesiri ile kum erozyonundaki artış düşen piyasa düşen seviyeli geçirgenlik deneyi düşen seviyeli geçirgenlik testi düşen seviyeli geçirimlilik deneyi düşen seviyeli geçirirlik deneyi düşen seviyeli permeabilite aleti düşen seviyeli permeametre düşen şey düşen top vizkozimetresi düşen toz düşen verim düşen vurgu düşen yaprak düşen yaprak izi düşen yaprak tablası düşen yel düşen yük fazla üstüne düşen fileyi az bir farkla aşıp düşen top geri düşen materyal gözden düşen gün başına düşen taşıt hakime düşen dava sayısı harcanan güç birimi başına düşen av hayvan başına düşen alan her varisin hissesine düşen pay herkesin kendi payına düşen hesabı ödediği akşam yemeği herkesin kendi payına düşen hesabı ödediği öğle yemeği hisse başına düşen kâr hisse senedi başına düşen kâr hissesine düşen masrafı ödemek içgöçer başına düşen doğurganlık içgöçer başına düşen ürün imdat denize düşen var inanışa ters düşen inç başına düşen nokta inç kareye düşen libre cinsinden basınç insan sayısı başına düşen taşıt işçi başına düşen çırak oranı işçilere ödenen brüt paranın işçi başına düşen ortalaması işletmeye düşen masraf jetonu geç düşen kâh düşen kanat alan birimi başına düşen motor gücü kayan veya düşen bir dağcıyı yakalamak Kendi düşen ağlamaz kendi kazdığı çukura düşen kendi sermaye paylarına düşen miktarına kadar kendine düşen görevi yerine getirmek kendisine düşen görevi yapmaktan kaçınmak kendisine düşen işi yapmak kısa düşen pas kişi başına düşen kişi başına düşen gayrisafi milli hâsıla kişi başına düşen gelir kişi başına düşen gsmh kişi başına düşen milli gelir kişi başına düşen motorlu araç sayısı kişi başına düşen net gelir kişi başına düşen pay kişi başına eşit olarak düşen vergi kişiyi düşüncelerine ters düşen eyleme zorlama kocasının malından kendine pay düşen kadın kötü yola düşen kimse kuzeyine düşen küme düşen takım makinenin bir saatine düşen maliyet metre kare başına düşen gram mirasçıya düşen pay niçin yüzünden düşen bin parça oyun alanının dışına düşen servis oyun alanının içine düşen fakat karşılayan tenisçinin ulaşamayacağı bir yerde olan servis öğretmen başına düşen öğrenci sayısı parça başına düşen is zamanı park alanı başına düşen arazi/toprak alanı park alanı başına düşen arazi/toprak gereksinimi pay başına düşen kâr payına düşen işi canla başla yapmak payına düşen işi yapmak payına düşen parayı ödemek pervane pali başına düşen yük piksel başına düşen bit pul halinde ayrılıp düşen rüzgârdan düşen meyve rüzgârla düşen meyve saat başına düşen azami parça miktarı saat başına düşen taşıt saniye başına düşen inç saniye başına düşen kare satır başına düşen alan serbest düşen cisim silindir başına düşen supap sipariş başına düşen ücret sol ön hemitoraksta kalbin önüne düşen bölge stoğa katılan başına düşen doğurganlık stoğa katılan başına düşen ürün stoğa katılan başına düşen ürün çözümlemesi stoğa katılan içgöçer başına düşen yumurtlayan stok biyokitlesi su üzerine düşen yağış suratından düşen bin parça suratından düşen bin parça olmak suya düşen bir nesnenin çıkardığı ses temerrüde düşen tüketici ters düşen toplu masrafta bir kişiye düşen miktar toplum kurallarına ters düşen tutumlara ters düşen davranış uzun vadeli borçların kısa vadeye düşen kısmı üstüne düşen üstüne düşen görevi iyi yapmak üzerine düşen yavaş yavaş düşen yetişin denize düşen var yolcu başına düşen mil yolcu kilometre başına düşen gider yüzünden düşen bin parça olmak

1: 7 ms