Türkçe - İngilizce
sıklık sırası: 415düzey = grade [öz Türkçe - eski terim]
düzey = level [öz Türkçe - eski terim]
düzey = seviye [öz Türkçe - eski terim]
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) 1. Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye: Su düzeyi. 2. Bir kursun basamaklarından her biri, kur (I). 3. mec. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye: Eğitim düzeyi. Kültür düzeyi.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) 1. genel uygulayım: Bir nokta, çizgi, yüzey vb. yatay düzleme göre yükseklik ya da alçaklık derecesi. 2. fizik: Bir iletkenin bir noktadaki ısı ya da elektrik yükü.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) 10. «Düzey» öyle bir yüzeye denir ki, onun üzerinde bir yönde doğru çizgiler çizilebilir. Misal : Bir kara tahtanın yüzeyi, bir düzeydir.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) Bir nesnenin bir başkasına göre kimi niceliklerinde ya da konumunda gösterdiği ayrılık derecesi.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) Deney tasarımında, bir etkenin aldığı her bir değer.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) Düzlük yer: Düzeye indim.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) Nicem düzeneğinde, öğecik özdeciklerinin bulunabildiği kesikli değerlerdeki erkelerden her biri.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) Ölçülen bir niceliğin değişkene bağlı olarak değişiminde ulaştığı düzlük.
DÜZEY = (düzey nedir; düzey ne demek; düzey İngilizcesi) Sıradüzensel bir düzenlemede, bir öğenin astlık derecesi.
düzey = seviyye [Türkçe - Osmanlıca]
ilgili sözler / related words